
Bilim ve Siyaset Vakfı (SWP), Türkiye’nin yerli ve milli silah geliştirme adımlarını analiz ederek küresel ilgi çektiğini belirtmektedir. SWP’nin analizine göre, Türkiye savunma sanayisinde yeni bir dönem başlatmış ve Batılı hükümetler için yeni zorluklar ortaya çıkarmıştır.
SWP tarafından yapılan analizde, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın alma talebi üzerinde durulmaktadır. Alman hükümetinin bu konuda önemli bir karar verme noktasında olduğu vurgulanmaktadır. Analiz ayrıca Türkiye’nin savunma ihracatı politikalarında NATO dışında ittifaklar kurmaya çalıştığına dikkat çekmektedir. Eurofighter alamama durumunda Türkiye’nin Çin-Pakistan ortak yapımı JF-17 Thunder savaş uçaklarını satın alma seçeneğini düşündüğü ifade edilmektedir.
Analize göre, Türkiye uluslararası savunma üretimi ve askeri hizmetlerde kalıcı bir oyuncu haline gelmiş ve diplomatik etkisini artırmıştır. Makalede, Türkiye’nin Batı’nın askeri-endüstriyel sistemlerine entegre olmaya devam edeceği ve stratejik özerkliğe doğru bir adım atacağı belirtilmektedir.
Analizde, Türkiye’nin silah ihracatında geçtiğimiz yıl 5,5 milyar dolarlık bir artış yaşandığına dikkat çekilmektedir. Bu büyümenin yeni pazarlara açılmasına bağlı olduğu ve 2023’te 185’ten fazla ülkenin Türkiye’den askeri teçhizat satın aldığı vurgulanmaktadır.
Makalede ayrıca Türkiye’nin son on yılda savunma teknolojisinde hızlı ilerlemeler kaydettiği ve Türk ürünlerinin küresel kullanılabilirliğine değinilmektedir. Örneğin Baykar şirketinin ürettiği Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının çeşitli ülkelere ihraç edildiği ve çatışma bölgelerinde kullanıldığı belirtilmektedir.
Yazar, Washington ve Berlin’in Türkiye’ye savaş uçağı satışı konusundaki tutumunu değerlendirerek, Türkiye’nin savunma politikalarında stratejik yeniden düzenlemeler yapmasının engellenmesinin daha da güçlenebileceğini öne sürmektedir.
Bu SWP analizi, Türkiye’nin küresel silah sanayisindeki rolünün ve uluslararası jeopolitik üzerindeki etkisinin önemli bilgiler sunmaktadır.