
ABD’li aktivist ve yazar Debbie Bookchin, Eski İzlanda Bakanı Ogmündür Jonasson ve Amerikalı müzisyen Quincy Saul, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı Medya Haber TV’de yayımlanan özel programda değerlendirdi.
Debbie Bookchin, Abdullah Öcalan’ın yıllardır barış sürecine dair düşüncesini en net biçimde ifade ettiğini söyledi. Öcalan’ın çağrısının çok değerli ve kritik bir dönemde yapıldığını söyleyen Debbie Bookchin, “Hiç kimse barış için gereken paradigmayı Öcalan kadar açık ortaya koyamaz” dedi.
SOMUT ADIM ÇAĞRISI
Çağrıya karşı devletin somut adım atması gerektiğini söyleyen Debbie Bookchin, “Herkesin artık samimiyetle barışa yönelik adımlar atması gerekiyor. Artık konuşmanın ötesine geçmeli, harekete geçilmeli. Aynı şey Suriye’nin kuzeyi için de geçerli. Orada da demokratik bir geleceğin zeminini oluşturan bir süreç var. Şam’da artık somut adım atmalı” diye belirtti.
DESTEK VERİLMELİ
Avrupa Birliği (AB) ve Batılı güçlerin bölgeye bakışının dar olduğunu vurgulayan Debbie Bookchin şöyle devam etti: “Ortadoğu’da barışçıl bir çözüm sağlanması Avrupa Birliği’nin de yararınadır. Öcalan’ın planı tüm Ortadoğu’yu istikrara kavuşturma potansiyeline sahiptir. Bu açıdan bile bakıldığında, AB ve Batı’nın bu süreci desteklemesi kendi lehlerine olur. Ekonomik kalkınma ve benzeri konularda yapmak istedikleri her şey açısından onların çıkarına… ABD’de yaşayan bizlerde seçilmiş temsilcilerimize bu fırsatı kaçırmamaları için baskı yapmalıyız.”
JONASSON: ÇAĞRININ ETRAFINDA BİRLEŞMELİYİZ
Abdullah Öcalan’ı tünelin ucundaki ışık olarak tanımlayan Ogmündür Jonasson da çağrının bütün dünyaya evrensel bir mesaj verdiğini belirterek, “Kürtlerin şu anda ihtiyaç duyduğu şey, Abdullah Öcalan’ın söylediklerini destekleyen küresel bir dayanışmadır. Ben elimden geleni yapıyorum ve destekliyorum. Herkesi de bu düşünce akımına katılmaya davet ediyorum. Bu çağrının etrafında birleşmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin çağrıya karşı adım atması gerektiğini söyleyen Jonasson, “Bu noktada da sorumluluk sadece Türkiye’de değil, tüm dünyadadır. Türkiye, NATO’nun bir üyesidir. NATO, Türkiye’nin Kürtlerle müzakerelere başlamasını teşvik etmeli, talep etmelidir. Hepimiz barış çağrısını desteklemeliyiz” dedi.
SAUL: MİSTİK BİR DEVRİMCİ
Quincy Saul ise uzun yıllardır Abdullah Öcalan’ın eserlerini okuduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’ın gücünün verilen mesajlardan anlaşıldığını söyleyen Saul, “Bu Abdullah Öcalan’ın vizyonun ne kadar güçlü olduğunu da gösteriyor. Öcalan’ı okuyanlar için çağrı da, PKK’nin feshi de şaşırtıcı değil. Bunların hepsi zaten 2015’ten önce yazılmış felsefi, ideolojik temellere dayanıyor. Yani bu uzun zamandır var olan bir çizgi” diye aktardı.
Dünya genelindeki ulusal dayanışma hareketleri içinde Kürtlerin ilham kaynağı olduğunu belirten Saul, Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarında bir entelektüel olarak eserler yazmasının büyük bir başarı olduğunu vurguladı. Saul, “Bu muazzam kitapları yazabilmesi herkese ilham veriyor. Bu sadece entelektüel değil, neredeyse metafizik, mistik bir başarı. Ben onu devrimci bir mistik olarak görüyorum.”
MA