
Kürt sorununun çözümün siyasi ve hukuki zeminini oluşturulması kapsamında Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” 13’üncü toplantısıyla çalışmalarına devam ediyor. Toplantıda dinlenen Hukukçular Derneği Temsilcisi Mehmet Melih Gülseren, sürecin hukuki zeminde ilerlemesi gerektiğine ifade etti. Gülseren, 12 Eylül Darbesi’nin yol açtığı toplumsal tahribatı dikkati çekerek, “Ağır maddi ve manevi zararlara yol açmıştır. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne demokrasimiz her vatandaşın kendisine ait hissettiği yönetim aracı haline gelememiş. Darbeler ve askeri vesayet rejimlerinin yıkıcı uygulamaları devlet ile millet arasındaki birlikteliği uzun süre engellemiştir. Bu tahribatlarımız anayasamızın da askeri vesayet döneminde hazırlanmış olması sebebiyle halen düzeltilememiştir” ifadelerini kullandı.
‘SİHİRLİ KELİME SAMİMİYETTİR’
Süreçte sihirli kelimenin samimiyet olması gerektiğini ifade eden Gülseren, “Bizim için en temel kırmızı çizgi devletimizin üniter yapısıdır. Aşılacak tüm adlar ve yapılacak düzenlemeler bu çerçevede olmalıdır. Başarıya ulaşması için tüm kesimlerinin sürece katkı vermesi, toplumsal psikolojinin doğru ve ortak bir şekilde yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Komisyon tarafından hazırlanacak yol haritasının da bu zenginlikten ve bağlılıktan beslenmesini değerli buluyorum. Sürecin devamında etkileşimli yöntemler geliştirmek ve somut çözümler üretmek zorundayız” diye konuştu.
‘PROVOKATİF PAYLAŞIMLARA CEZA VERİLMELİDİR’
Sürecin sağlıklı ilerlemesi için toplumu kin ve nefrete sevk eden provokatif eylemlere, yazılı ve görsel basın açıklamalarına, sanal medya paylaşımlarına izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Gülseren, “Bunları yapanlar hakkında cezai ve idari işlemlerin uygulanması hususunda gerekiyorsa sürece özel mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Hatta bu süreçte bilgi kirliliğine karşı ve güven inşası için süreçle ilgili olarak Kürt kökenli vatandaşlarımıza ilgili kurumlarca Kürtçe SMS’ler gönderilebilir. Silahların tamamen bırakılmasının yanında huzuru kalıcı kılacak yasal düzenlemelerin önerilmesi ve hazırlanması da bu komisyonun sorumlulukları arasında. Bizim kanaatimiz ilk etapta düzenlemelerin topluma güven vermesidir. Öncelikle sosyal haklara ilişkin düzenlemeler hayata geçirilir. Bunun yanında İnfaz Yasası, Terörle Mücadele Kanunu gibi mevzuat düzenlemeleri gündeme alınmalıdır” şeklinde konuştu.
‘DEMOKRATİK İLKELER VE HUKUKTAN ÖDÜN VERİLMEMELİDİR’
Sürecin adalet ve hukuk zemininde inşa edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Gülseren, “Bu meyanda büyük bir misyon isteyen komisyonun atacağı ve yön vereceği adımlar kamu vicdanını zedelemeyecek. Demokratik ilkelerden ve hukuktan ödün verilmeden atılmalıdır. İnanıyoruz ki bu yolda başarı yalnızca siyasi iradeyle değil hukukun üstünlüğünün temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıyla birlikte büyük bir halk kucaklaşması ile gelecektir” diye belirtti.
MA