
Macaristan, Rusya Merkez Bankası’nın dondurulmuş varlıklarından elde edilen faizlerin Budapeşte’nin izni olmadan Ukrayna’ya gönderilmesi nedeniyle AB Konseyi ve Avrupa Barış Fonu’na (APF) karşı Lüksemburg’daki Avrupa Genel Mahkemesi’nde dava açtı.
Macaristan hükümeti, temmuz ayında açtığı davanın pazartesi günü mahkeme tarafından incelemeye alındığını bildirdi.
Macaristan, AB Konseyi’nin Mayıs 2024’te aldığı ve dondurulmuş Rus varlıklarının yüzde 99.7’sinin Avrupa Barış Fonu’na yönlendirilmesini öngören karara, ayrıca EPF yönetim komitesinin Şubat 2025’te aldığı ve bu gelirlerin Ukrayna’ya gönderilmesini sağlayan karara itiraz ediyor.
Macar hükümeti, EPF komitesinin kararında Macaristan’ın ‘katkı yapan devlet olmadığı’ gerekçesiyle oylamaya katılamayacağını belirtip, bu şekilde Macaristan’ın oyunu yok saydığını vurguluyor. Dava metnine göre söz konusu gelir yıllık 3 ila 5 milyar euro arasında değişiyor. EPF bugüne kadar Ukrayna’ya 11 milyar euro aktardı; bu miktarın neredeyse tamamı silah alımlarına harcandı.
Uzmanlar, davanın emsal teşkil edebileceğini belirtiyor. Eğer Macaristan davayı kazanırsa, benzer prosedürler tekrarlanamayacak ve AB Konseyi’ndeki oylamalar tek tek değerlendirilmek zorunda kalacak. Ancak Budapeşte kaybederse, Macaristan’ın vetosu bu şekilde gelecekte de aşılabilecek.
AB ve G7 ülkeleri, özel askeri operasyonun başlamasından sonra yaklaşık 300 milyar euro tutarında Rus varlığını dondurdu; bunun yaklaşık 200 milyarı AB’de bulunuyor, çoğu da dünyanın en büyük takas ve saklama kuruluşlarından biri olan Belçika merkezli Euroclear hesaplarında. Brüksel, dondurulmuş bu varlıklardan elde edilen gelirleri Ukrayna’ya aktarıyor. Alman gazetesi Welt am Sonntag’a göre, Ocak-Temmuz 2025 döneminde bu miktar 10,1 milyar euroya ulaştı.
Moskova, karşı önlem olarak ‘C tipi’ özel hesaplar uygulamaya koydu; dost olmayan ülkelerin yatırımcılarının varlıkları ve gelirleri bu hesaplarda toplanıyor ve yalnızca özel hükümet komisyonunun kararıyla çekilebiliyor. Rusya, varlıkların dondurulmasını defalarca ‘hırsızlık’ olarak nitelendirdi ve AB’nin sadece özel şahısların değil, devletin de kaynaklarını hedef aldığını belirtti.SPUTNIK