
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), kuruluşunun 26’ncı yılında 23’üncü Genel Kurulu’nu 24-25 Mayıs 2025 tarihlerinde Hollanda’da geniş katılımla gerçekleştirdi. Toplantıya çok sayıda KNK üyesi, parti temsilcileri ve kurum yöneticileri katıldı. Kurulda, Kürdistan, Ortadoğu ve dünyadaki siyasi gelişmelerin yanı sıra Kürt sorununun çözümü kapsamlı şekilde ele alındı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile PKK’nin çalışmalarına son verdiği açıklaması sürecin en önemli başlıkları arasında yer aldı. KNK, bu gelişmeleri “tarihi ve stratejik bir dönüm noktası” olarak tanımlayarak, destek açıklamasında bulundu.
Kurulun sonuç bildirgesinde, toplantının ikinci gününde yapılan seçimlerde Zeyneb Murad ve Ahmed Karamus’un KNK şbaşkanları olarak iki yıllığına seçildiği, KNK Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle Yürütme Konseyi üye sayısının 19’dan 23’e çıkarıldığı bilgisi verildi.
Bildirgede, Kurul Toplantısı’nın kadın temsilcilerinin aktif katılımıyla gerçekleştirildiği belirtilirken, Kürt Kadın Hareketi’nin kazanımlarının vurgulandığı, ancak eşit temsiliyetin hala sağlanamadığına dikkat çekildi. Kadınların siyasette aktif rol alması, iradelerinin tanınması ve ayrımcılığa son verilmesi gerektiği belirtilirken, parti ve kurumlara eşit temsil çağrısı yapıldı.
1925 VE LOZAN İÇİN KİTLESEL EYLEMLER
Genel Kurul’da geniş tartışmalar sonucu KNK’nin çalışma ve faaliyetlerin planlanmasının yanı sıra 1925 “serhildani” ve Şêx Seîd ile arkadaşlarının yaşamını yitirmelerinin 100’üncü yıl dönümü dolayısıyla Avrupa’da ulusal düzeyde bir konferans ve bir mitingin planlandığı aktarıldı. Ayrıca Lozan Antlaşması’nın 102. yıl dönümünde, kitlesel gösteriler düzenlenmesinin kararlaştırıldığı duyuruldu.
HAKLARININ KORUNMASI
Êzidî, Yaresan, Asuri-Süryani-Keldani, Orta Anadolu Kürtleri ve Horasan Kürtlerinin sorunlarının ele alındığı belirtilen bildirgede; Tüm inanç ve etnik grupların haklarının korunması çağrısı yapıldı. Suriye’de Baas rejiminin çöküşü sonrası oluşan yeni siyasi durumun masaya yatırıldığı belirtilirken, Şam’daki yeni yönetimin Kürtlerle yaptığı anayasal tanıma anlaşmasının önemli bir adım olduğu kaydedildi. Anlaşmanın resmen tanınması ve uygulanması istenirken, İran’ın Rojhilat Kürdistanı’na yönelik baskı ve infaz politikaları kınandı. Kolberlere yönelik saldırıların arttığına işaret edilen bildirgede, İran’daki kadınlara ve halk hareketine destek çağrısı yapıldı.
Bildirgede devamla şunlar yer aldı:
‘SOMUT ADIMLAR ATMA ÇAĞRISI’
“Abdullah Öcalan’ın çağrısı barışçıl çözüm için önemli bir adımdır. Türk devletine, bu süreci ilerletecek somut adımlar atma, askeri operasyonları durdurma ve diyalog ortamı oluşturma çağrısı yapıyoruz. Sürecin izlenebilirliği ve güvenliği için tarafsız bir üçüncü tarafın devreye girmesi gereklidir. KNK 23’üncü Genel Kurulu, İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile Türk devleti arasında başlatılan süreci olumlu bir gelişme olarak değerlendirmekte ve bu sürece açık destek vermektedir. Bu sürecin başarıya ulaşması için KNK olarak elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğimizi ilan ediyoruz. Bu süreç, Kürt sorununun Bakurê Kurdistan’da çözüm yoluna girmesi açısından son derece önemlidir. Aynı zamanda bu gelişmenin, Kürdistan’ın diğer üç parçasında ve Kürt halkı arasında birliğin sağlanmasında da olumlu etkileri olacaktır.
SÜRECİ SAHİPLENME ÇAĞRISI
KNK olarak, tüm Kürt partilerini, kurumlarını, sivil toplum örgütlerini ve halkımızı bu süreci sahiplenmeye ve destek vermeye çağırıyoruz. Ayrıca, Kürt halkının dostlarını ve barış yanlısı güçleri de bu süreci desteklemeye, Kürt halkını yalnız bırakmamaya ve sürecin başarılı olması için çaba göstermeye davet ediyoruz. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve tüm uluslararası kurumlar ile dünya kamuoyuna da şu çağrıda bulunuyoruz; Sadece temenniler ve iyi niyet açıklamaları yeterli değildir. Türk devletiyle olan ilişkilerinizi bu sürecin başarıya ulaşması için kullanın. Aynı şekilde, Türk devleti yetkililerine de sesleniyoruz; Bu fırsatı heba etmeyin. Sürecin ilerlemesi için Sayın Öcalan’ın kapısını açın, onu serbest bırakın, askeri operasyonlara son verin ve bu sorunu en kısa zamanda parlamentoya taşıyarak siyasi ve hukuki bir çözüm zemini oluşturun. Sürecin daha sağlıklı ilerlemesi, taraflar arasında güvenin tesis edilmesi ve sürecin izlenebilmesi için tarafsız bir üçüncü göz gereklidir. Bu nedenle her iki tarafa da çağrıda bulunuyoruz: Müzakere sürecine arabulucu güçleri dahil edin. Bizler, bu sürecin başarıya ulaşmasını ve Kürt sorununun çözülmesini umut ediyor, tüm tarafları sorumluluk bilinciyle hareket etmeye çağırıyoruz.
FEDERE KÜRDİSTAN’DAKİ KAZANIMLAR
Başûre Kurdistan, federal bir statüye sahip özgür bir bölge olarak, tüm Kürtler için büyük bir umut ve gurur kaynağıdır. Ancak bu kazanımların korunmaması ve ileriye taşınmaması durumunda ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalabiliriz. Başûr halkımızın elde ettiği bu kazanımları korumak, ulusal bir görevdir. KNK, Başûrê Kurdistan’daki kazanımların korunması konusunda hassastır. Bu kazanımların daha da ileri taşınması ve tüm Kürt halkına hizmet etmesi en büyük arzumuzdur. Irak genelinde belirsiz bir durum hâkim ve bu durum, Kürdistan Bölgesi’nin statüsü açısından da tehditler barındırmaktadır. Irak büyük bir kriz içerisindeyken, birçok dış güç de bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta, ülkenin iç işlerine müdahale etmektedir. Özellikle Anayasa’nın 140. maddesi kapsamındaki tartışmalı bölgelerde, Kürt yerleşimciler Araplaştırma politikalarıyla karşı karşıya bırakılmış, birçok uluslararası aktör bu topraklara el uzatmıştır. Ne yazık ki bu belirsiz ve tehlikeli süreçte, Kürt güçleri arasında birlik sağlanamamış, siyasi dağınıklık sürmektedir.
BİRLİK VURGUSU
Sekiz ayı aşkın süredir Güney Kürdistan’da seçimler yapılmış olmasına rağmen hala yeni bir hükümet kurulmamış ve bölge başkanlığı seçimi de gerçekleşmemiştir. Önümüzdeki sonbaharda Irak genel seçimleri de yapılacaktır. İşte bu süreçte Kürt cephesindeki birlik hayati önem taşımaktadır. Eğer biz Kürtler olarak birliği sağlayamazsak, sahip olduğumuz federal statü ve kazanımlarımız tehlikeye girebilir. Aynı zamanda 140. madde kapsamındaki tartışmalı bölgeler tümüyle elimizden çıkabilir. Zaten birçok bölgede demografik yapı hızla değiştirilmektedir. Bu nedenle tüm Kürt güçlerinin, iç çekişmeleri bir kenara bırakıp birlik içinde hareket etmesi ve Kürdistan’ın kazanımlarını korumak için omuz omuza vermesi gerekmektedir.
BİRLİK OLMA ZAMANIDIR
Bu süreçte Kürtler olarak daha iyi bir örgütlenmeye gider, birlikteliğimizi güçlendirirsek; tüm Kürt halkı için kalıcı bir statü oluşturabiliriz. Bunun için tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, hareketlerin ve halkımızın, yurt içinde ve dışında yaşayan herkesin, daha fazla kenetlenmesi; ulusal ve vatansever bilinçle daha büyük bir dayanışma içinde olması gerekir. Bu sayede işgalci devletlerin Kürdistan’a karşı hazırladığı tüm plan ve projeleri etkisiz hale getirebiliriz. Kürdistan ve dünyanın mevcut durumu, bizim için sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Bu krizi doğru analiz etmeden, eksikliklerimizi belirlemeden ilerleyemeyiz. Bu eksikleri gidermek için ciddi bir çalışma gerekir. Özellikle ulusal birlik için temelden bir çalışma yürütmeliyiz. Bu alanda hâlâ fırsatlar mevcuttur. Aynı zamanda diplomatik alanda da uluslararası düzeyde daha etkili adımlar atmalıyız. Özetle; birlik olma zamanıdır. Çözüm zamanıdır. Özgürlük zamanıdır. Çalışma zamanıdır.”
MA