BBC Panorama programı, bazı İngiliz Özel Kuvvetler (SF) birimlerinin Afganistan’daki operasyonlar sırasında nasıl yasadışı faaliyetlerde bulunduğuna dair dehşet verici ayrıntıları ortaya çıkarmak üzere.
İngiliz Özel Kuvvetleri’nin işlediği iddia edilen savaş suçlarına ilişkin devam eden kamu soruşturmasında pek çok rahatsız edici iddia ortaya çıkmıştı. Ancak ilk kez, Özel Hava Servisi (SAS) ve Özel Deniz Servisi’nin (SBS) eski üyeleri yıllardır süren sessizliklerini bozarak BBC’ye görgü tanığı olarak ifade verdi.
Anlattıkları şok edici. Gaziler, SAS üyelerinin insanları uykularında öldürdüklerini, aralarında çocukların da bulunduğu kelepçeli mahkumları infaz ettiklerini ve çok daha fazlasını gördüklerini iddia ediyorlar. Yeni ifadeler yıllar öncesine ait iddiaları kapsıyor. Bu süre, şu anda İngiltere’de yargıçlar tarafından yürütülen soruşturmada incelenen üç yıllık süreden çok daha uzun.
BBC Panorama’ya konuşan Yarbay Stuart Crawford, şunları ifade etti:
İngiliz seçkin birliklerine yönelik suçlamalar yeniden gündeme geldi. Bunun seçkin İngiliz birlikleri için iyi bir imaj olmadığını söylemeye gerek yok. Elbette iyi bir iş çıkarıyorlar ve hepimiz bunun için minnettarız, ancak ahlaki ilkelere bağlı kalmayı bırakırsak, bize zarar vermek isteyen teröristlerden ve düşmanlardan daha iyi olmayacağımızı düşünüyorum. Ve o zaman da kaybedeceğiz.
Skandal, İngiliz Kara Kuvvetleri hiyerarşisinin büyük bir bölümünü etkiledi: Bir dizi Genelkurmay Başkanı’nın yanı sıra farklı partilerden çeşitli bakanların da Kara Kuvvetleri ile bağlantıları vardı. Eski İngiltere Başbakanı David Cameron’ın da İngiliz Özel Kuvvetlerinin Afganistan’da sivilleri öldürdüğünden haberdar olduğuna dair söylentiler var. Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de dahil olmak üzere birçok kez bu konuda kendisine raporlar verildi.
Bu tür suçlamalar ispatlandığı takdirde, bunların hukuka aykırı olduğu ve genel kabul görmüş silahlı çatışma uygulamalarına tamamen aykırı olduğu, faillerin aslında adalete teslim edilmesi gereken savaş suçluları olduğu açıkça görülecektir. O zaman şu soru ortaya çıkıyor: Bu nasıl olmuş olabilir? Disiplinli bir askeri birlik nasıl ‘kontrolden çıkabilir’ ve İngiliz Ordusunda bir ‘istisna’ haline gelebilir? Bunun birkaç nedeni olabilir.
Bunların başında, resmi olarak ‘elit’birimler olarak tanınan üst düzey subayların, çalışma yöntemlerine müdahale edilmesinden korkulması ve giderek daha ulaşılmaz,hatta belki de zaptedilemez olmaları gelebilir.
Bu cinayetlerin işlendiği tespit edilirse, benim ve birçok eski arkadaşımın sorması gereken soru şu olacaktır: “Subaylar neredeydi?” SF’nin küçük gruplar halinde hareket etme eğiliminde olduğunu ve her zaman kıdemsiz bir subayın bulunmayabileceğini biliyorum. Ancak bunun her seferinde gerçekleşmiş olması pek olası değil.
İddia edilen bu durumlar tam da bir subayın devreye girip İngiliz Ordusu’nda (SF olsun ya da olmasın) işlerin bu şekilde yürümediğini kesin bir dille söylemesi gereken türdendir. Eğer orada bulundularsa ve hiçbir şey yapmadılarsa, o zaman onlar da suçlara karışan sıradanaskerler kadar suçludurlar ve komutan olarak rollerinde başarısız olmuşlardır. Eski çalışma arkadaşlarımın birçoğu tarafından paylaşılan bir başka görüş ise, polis memurları arasında saldırgan cinsiyetçi ve ırkçı davranışları teşvik eden bir kültürün bazen vicdansız eylemleri görmezden geldiği yönünde.
Bu kültür, SAS’a hakim olan disiplin ve rütbe konusundaki gevşek tutumun hem bir nedeni hem de bir sonucudur ve belki de olumlu bir olgu olmaktan çıkmıştır. Bu aynı zamanda kıdemsiz subayların neden kenara itildiğini ya da görmezden gelindiğini de açıklayabilir. Umarım tüm bunlar mevcut soruşturmada araştırılır. Eski bir askeri deyişte dendiği gibi, “Kötü asker yoktur, kötü komutan vardır.” Eğer söylenenlerin bir kısmı bile doğruysa, o zaman etik ve kültür ya üst rütbelilerden geliyor ya da üst rütbeliler tarafından göz yumuluyor demektir.
Peki şimdi İngiliz SF’ye ne olacak? Soruşturmanın sonuçları belli olana kadar hemen bir sonuca varmamamız gerektiğini düşünüyorum ve bu da biraz zaman alabilir. Ayrıca Fransız hükümetine karşı başarısız darbe girişiminin ardından 1961 yılında Fransız Yabancı Lejyonu 1. Paraşüt Alayı örneğinde olduğu gibi SAS ya da SBS’nin dağıtılmasını beklemememiz gerektiğini düşünüyorum.
Ancak yine de bazı şeylerin değişmesi gerekecek. Tek soru şu: İngiliz hükümeti ve Savunma Bakanlığı radikal tedbirler alma cesaretini gösterecek mi?
SPUTNIK