Siyasetin ve kamuoyunun gözleri, İstanbul üzerinde yoğunlaştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik başlatılan ‘yolsuzluk’ soruşturması çerçevesinde tutuklanan ve görevden alınan Ekrem İmamoğlu, bugün ‘casusluk’ soruşturmasında ifade verdi. İmamoğlu’nun ifade verme süreci toplamda 3 saat sürdü. İmamoğlu, ifade sırasında “Roma’yı benim yaktığım daha gerçekçidir.” şeklinde konuştu.
İMAMOĞLU ÇAĞLAYAN’DA
İmamoğlu, sabah saatlerinde ifadesinin alınması için Çağlayan Adliyesi’ne getirildi. Bu esnada CHP Genel Başkanı Özgür Özel de adliyeye geldi. İmamoğlu, adliye önünde kendisini destekleyen vatandaşlara hitaben, “İstanbullu yurttaşlarımız yasağa rağmen Çağlayan’da toplandı. Hepsine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
ÇAĞLAYAN’DA İFADE BİLMECESİ
Çağlayan’da ifade süreçleriyle ilgili bir karmaşa yaşandı. İmamoğlu’nun adliyeye getirilmesinin ardından basında ifade işleminin başladığına dair haberler yayımlanmıştı, ancak bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. İmamoğlu’nun ifadesi için yaklaşık 5 saat bekletildiği belirtildi.
İMAMOĞLU İFADE VERMEYE BAŞLADI
Yaşanan gelişmelerin ardından İmamoğlu’nun ifade süreci saat 16.00’da başladı ve toplamda 3 saat sürdü. İfadesinin ardından savcının sevk yazısını bekliyor. İmamoğlu, ifadesi konusunda “Casusluk benim hayatıma hakarettir. Bu suçlama bana yöneltilebilecek en ağır ve en saçma ithamdır” sözlerini sarf etti. Ayrıca, ifadesi alınan ve etkin pişmanlıkçı olan Hüseyin Gün’ü tanımadığını ancak onu ziyaret ettiğini belirtti. Anımsadığı bir fotoğrafın 2019 seçimlerinden sonra çekilen bir tebrik ziyaretine ait olduğunu ifade etti.
UYGULAMA SORUSU
İmamoğlu, savcılığın kendisine yönelttiği “Wickr ME” adlı mesajlaşma uygulamasıyla ilgili sorulara da yanıt verdi. İmamoğlu, “Bu uygulamayı ilk kez duydum. Hiç kullanmadım, üyeliğim yoktur. ‘Mr. Mayor’ veya ‘Ekrem Başkan’ ifadeleriyle yapılan yazışmalarda benden bahsedildiğini sanıyorum ama bu yazışmalarla hiçbir ilgim yok” dedi. Ayrıca, İBB’nin veritabanını kopyalama iddialarına karşı, “Söz konusu belgeyi ben yazdım. Amaç, İBB’ye ait evrak ve sistemlerin güvenliğinin sağlanmasıydı.” açıklamasında bulundu.
Hüseyin Gün ve Necati Özkan’ın seçim sürecinde gizli veri analizi yaptıkları iddialarını ise “hayal ürünü” olarak değerlendirdi. İmamoğlu, “Hüseyin Gün’ün anlattıkları hayatımda duyduğum en saçma yorumlardan ibarettir.” dedi ve CIA bağlantılı olduğu öne sürülen ‘Aaron Barr’ ile ilgili de “6 yaşında Kur’an-ı Kerim okumayı bilen biri olarak, CIA çalışanı olduğu söylenen birinin bana muhafazakarlara nasıl davranmam gerektiğini öğretmesi kadar absürt bir şey olamaz” şeklinde ifade verdi.
“ROMA’YI BENİM YAKTIĞIM DAHA GERÇEKÇİDİR”
İfade işleminin sonunda, “Casusluk benim için vatan hainliğiyle eşdeğerdir. Böyle bir suçlama benim hayatıma yapılmış en büyük hakarettir. Ne istihbarat örgütleriyle ne de gizli bilgiyle işim olmuştur. Komplo teorisiyle karşı karşıyayım. Roma’yı benim yaktığım daha gerçekçidir.” diyerek sözlerini tamamladı.
HÜSEYİN GÜN ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNDEN FAYDALANDI
Casusluk soruşturması kapsamında şüphelilerden Hüseyin Gün, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade verdi. Gün, 10 Haziran 2019’da manevi annesi Seher A.’nın yönlendirmesiyle Necati Özkan ile tanıştığını belirtti ve 31 Mart 2019 ile 23 Haziran 2019 arasındaki seçim döneminde birlikte çalıştıklarını ifade etti. Gün, “Benim ‘Piiq’ isimli firmam vardı ve Darren, Aaron ile Ed isimli ortaklarım vardı. Aaron eski istihbarat servisi çalışanıdır. Şirketteki tüm analiz işlemlerini teknik ekip ile birlikte Aaron yapardı. ‘Osint’ (Açık kaynak istihbaratı) programı vardır ve bu program şemsiye programıdır.” açıklaması yaptı.
“ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORDUK”
Necati Özkan’ın kendisinden ‘Osint’ programına bakmasını istediğini belirten Gün, “Osint’de yaptığımız araştırmada İBB’ye ait çok sayıda kurumsal mail ve şifreler vardı. Bu mail ve şifrelerle belediyenin en derinlerindeki bilgiye ulaşabilme kabiliyeti veriyordu.” diye konuştu. Ayrıca, kendi şirketlerinin sahip olduğu yazılımların Amerika istihbaratından geldiğini ve bu program için “pq” adını kullandıklarını da anlattı.
“YAZIŞMALARDA ‘MAYOR’ OLARAK GEÇEN KİŞİ DE EKREM İMAMOĞLU’DUR”
Hüseyin Gün, ifadesinde, “Yaptığımız analizleri ben Necati Özkan ile paylaşıyordum. Başkan olarak kastedilen kişi Ekrem İmamoğlu’dur.” dedi ve Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasının ardından yapılan toplantıları hatırlamadığını vurguladı. Diğer şüphelilerle olan ilişkileri ve para yardımında bulunulup bulunulmadığına dair de sorulara cevap veren Gün, tüm çalışmalarının Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde gerçekleştiğini ifade etti.
MELİH GEÇEK: “TOPLANTININ DETAYLARINI HATIRLAMIYORUM”
Hüseyin Gün ile bağlantılı olarak ifade veren Melih Geçek, iktidar döneminde İmamoğlu’nun danışmanı olarak görev yaptığını ancak ilgili toplantının detaylarını hatırlamadığını belirtti. Geçek, “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Belediye şirketinde danışmanlık görevimde, bahsedilen suçlara dair herhangi bir bilgi ya da dahlim yoktur” vurgusu yaptı.
Merdan Yanardağ, Hüseyin Gün’ü tanıdığını ve yardımlarının erişilebilir olduğunu belirtti. Yanardağ, “Bu yardımlar küçük miktarlardadır ve muhasebeleştirilip kayıtlara geçer.” dedi. Ayrıca, kendisiyle olan yazışmalarının sıradan bir izleyiciyle arasıdaki normal iletişim olduğunu ifade etti.
Yanardağ, iftiraya uğradığını düşünüyor ve bu süre zarfında serbest bırakılmayı talep etti.