
SURİYE’DE SALDIRI VE ZAFER
Suriye’de 27 Kasım’da Halep’e yapılan sürpriz saldırıyla 12 gün içinde zafer kazanıp Beşar Esad’ı deviren Heyet Tahrir Eş-Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Culani, ABD basınına dikkat çeken açıklamalarda bulundu. El Kaide’den ayrılan HTŞ, ABD, İngiltere ve çeşitli ülkeler tarafından ‘terörist grup’ olarak tanınıyor. Culani bu durumun değişmesini talep etti. “Biz askeri faaliyetlerde bulunduk. Ülkeler artık bu tanımlamayı kaldırmalıdır. Suriye jeostratejik açıdan çok önemli. Kırbaçlayana ve kurbana uygulanan tüm kısıtlamaları kaldırmalılar, kırbaçlayan artık yok. Bu konu pazarlığa açık değildir” şeklinde ifadeler kullandı.
İSMİNİN DEĞİŞİMİ ÜZERİNE
Culani, bu değişikliğe kendi ismiyle başladı ve ‘el-Culani’ takma adının, 1967’deki Altı Gün Savaşı sırasında İsrail tarafından işgal edilen Suriye’nin Golan Tepeleri’ne bir gönderme olduğunu vurguladı. Ancak artık bu şekilde anılmak istemediğini belirtti. Kişisel tanımlamasını önemsemese de ‘Culani’ kelimesinin terörizm etiketinin Esad rejimine daha uygun olduğunu ve bunun ‘siyasi bir tanımlama’ olduğunu ifade etti. Artık doğum adı olan Ahmed el Şara’yı kullanmaya başladığını duyurdu. Ayrıca HTŞ lideri, ABD tarafından başına konulan 10 milyon dolar ödülün kaldırılmasını da istedi.
EBU MUHAMMED EL CULANI KİMDİR?
Ebu Muhammed El Culani, 1982’de Suudi Arabistan’da sürgünde olan bir Suriyeli ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Asıl adı Ahmed Hüseyin el Şara olan Culani, ailesi 1967’de Golan Tepeleri’ndeki evlerini terk ettiği için bu takma adı kullanıyor. 1980’lerin sonuna doğru ailesi Suriye’ye döndü ve 2003’te ABD işgaline karşı mücadele etmek için Irak’a giderek El Kaide’ye katıldı. Irak’ta bir dönem Amerikan hapishanesinde kaldı. 2011 yılında Suriye’de iç savaşın patlak vermesiyle ortaya çıkan Culani, El Kaide bağlantılı Nusra Cephesini kurdu ve bu örgüt daha sonra Heyet Tahrir Eş-Şam’a dönüştü. HTŞ, 2016’da El Kaide ile bağlantılarını kopardı. Culani, uluslararası meşruiyet kazanmak amacıyla daha organize hareket etmeye ve kontrol altındaki bölgelerde düzgün bir yönetim oluşturmaya çalışıyor. Aynı zamanda yönetimleri altındaki topraklarda azınlıkları koruyacakları sözü veriyor.