
Federe Kurdistan Bölgesi’nin Silêmaniyê kentinde 4 Ekim 2022 tarihinde katledilen Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel’in yaşamını yitirmesinin üzerinden 3 yıl geçti. Nagihan Akarsel’in 11 kuşunla katledildiği suikast, aradan geçen iki yıla rağmen aydınlatılmadı. Kürdistan’da gazetecilik ve kadın araştırmaları yapan Nagihan Akarsel, Kuzey ve Doğu Suriye’de kurulan Jinwar Köyü’nün de inşa çalışmalarına yer aldı.
Jineolojî İstanbul Atölyeleri’ Sevcan Kadiroğlu Nagihan Akarsel’in mücadele mirasını ve yarattığı birikimin önemini anlattı.
NAGİHAN’IN ANLAM DÜNYASI
Nagihan Akarsel’in hem pratik hem de teori çalışmalarının kadın özgürlük hareketi için bir köprü niteliğinde olduğunu belirten Sevcan Kadiroğlu, “Zihinsel dönüşümü yaşamsallaştırma ve bunu büyük bir inanç, aşk ve sabırla işleyen bir arkadaştı. Onunla yol yürüyen yoldaşlarının anlatımları, bize bıraktığı miras ve çalışma yöntemine bakıldığında her şeyden önce mekanik işleyişin dışında bir duygu var. Ele aldığı her şeye bir anlam yükleme hali var. ‘Bir kadın nasıl yaşamalı’ sorusu üzerinden sürekli yoğunlaşıp buna dair çözümler üreten, buna dair tarihsel araştırmalar yapıp ve günümüze getiren bir yerde duruyor. ‘Xwebun’ olma halinin ciddi bir mücadele, inanç ve bedel istediğinden bahsediyor. Nitekim de arkadaşın yaşamına baktığımızda hakikaten ciddi bedeller, ciddi mücadeleler vermiş” ifadelerini kullandı.
ÖZGÜR BASIN’IN ÖNEMİ
Nagihan Akarsel’in Jineolojî’den önce Özgür Basın’da yer aldığını anımsatan Sevcan Kadiroğlu, Kürt basınının bir toplumun hafızasını ve gerçeğini açığa çıkartan bir yerde durduğunu ve bu yönlü bir gelenek yarattığını söyledi. Sevcan Kadiroğlu, “Ekonomik krizden tutalım ekolojik yıkıma, kadın katliamlarından çocuk ölümlerine kadar yaşamın her yerinde ciddi krizler var. Kürt basını, Kürt gazeteci kadınlar, toplumu, kadını, yaşamı ilgilendiren her konuda olabildiğince en açık haliyle aydınlattı. Nagihan heval de yazı, çalışma ve araştırmalarında hep bir hakikati açığa çıkartmaya çalışmıştır. Özellikle Süleymaniye’de ciddi çalışmalar yürüttü. Orada akademi, kütüphane çalışması başladı, dünyadan farklı kadın hareketleriyle bir temas kurulmaya başlandı. Bir örgütlenme ve birlik oluştuğunu fark eden düşman, 11 kurşunla Nagihan hevali katletti. Hakikat arayışçısı olan basındaki arkadaşların çabası ve mücadelesinin toplumda ciddi etkileri olmuştur. Nitekin, Nagihan hevalin katledilmesinden sonra kaybettiğimiz arkadaşlar da savaşın ortasında, savaşın çirkin yüzünü birebir veren arkadaşlardı. O yüzden katledildi arkadaşlarımız” diye belirtti.
EN SON ‘JİN’ ÜZERİNE YAZDI
Mücadele büyüdüğü ve toplumsallaştığı oranda dönüşümün mümkün olduğunu ifade eden Sevcan Kadiroğlu, “Nagihan heval, her yazısında bunu belirtmiştir. Mesela, ağaca çok fazla özlemi var. Etrafımızda o kadar ağaç var kaçımız Nagihan hevalin ağacı ele aldığı şekilde ele aldık? Kaçımız, bir şeyleri tanımlarken, kavramsallaştırırken, hakikaten özüyle ele alma, o canlılığını, akışını hesaba katarak aktardık? Bu anlamda çalışmalarının yanı sıra kadına sezgisini hatırlamayı, özünü, gücünü ve kendini tanımayı hatırlatan bir kalemi ve dili vardı. En son yazısında ‘jin’ üzerine yazmıştı. ‘Jin kavramı bize ne olduğumuzu, kim olduğumuzu hatırlatır, öğretir’ diyerek, açmış ve Jineolojî’nin beslendiği yer olarak tanımlamıştı. Bugün, ‘Jin, jiyan, azadî’ dünyanın birçok yerinde direnişin sembolü, sesi ve sloganı haline geldi” dedi.
‘KADIN KENDİNE YABANCILAŞTIRILDI’
Jineolojî’nin kadının bilimi, tarihi ve yaşamını ortaya koyan, kadın bakış açısını geliştiren bir alan olan olduğunun altını çizen Sevcan Kadiroğlu, bu nedenle dünyadaki kadın hareketleri tarafından ilgi ve merakla ele alındığını dile getirdi. Sevcan Kadiroğlu, “Tarihsel tüm argümanlar erkek aklıyla yazılmış ve kadın burada kendini göremiyor. Özgüveni kırılmış, bedenine, zihnine, düşünce tarzına, duygusuna yabancılaştırılmış binlerce kadın var. Sayın Abdullah Öcalan’ın da belirttiği gibi hazineyi kaybettiğimiz yerde arıyoruz. Jineolojî bunun köprü görevini görüyor. Jineolojî’nin tarihsel araştırmalar yapması, kadın bakış açısıyla günümüzü ve yaşamı örme mücadelesi başta Ortadoğu’da olmak üzere dünyanın birçok yerinde ilgi gördü” diye belirtti.
‘MÜCADELESİ OMUZLARIMIZDA’
Nagihan Akarsel’in “hiç yaşlanmayacağım” sözlerini anımsatan Sevcan Kadiroğlu, hayatı boyunca mücadeleye katkı sunduğunu ve bunun için emek verdiğini vurguladı. Sevcan Kadiroğlu, şöyle devam etti: “Katledilmesinden sonra tüm yazılarının bulunduğu bir özel sayı çıkardık. Şiir yazmayı seven bir yoldaşımızdı. Önce ‘Nisan’ devamında ‘Kül Kokusu’ kitabı çıktı. Sürekli üreten, yazan ve bunu yaparken de sonsuz hissetme, sevgiyle mücadelesini örmesi hepimiz için ilham kaynağı. Mücadelesi omuzlarımızda. Diliyorum ki mücadeleyi her büyüttüğümüz yerde bize gülümsüyordur.”
MA