
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İzmir’de yerel dernekler ve demokratik kitle örgütleriyle bir araya geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın da katıldığı buluşma, Bayraklı’da bulunan bir düğün salonunda gerçekleşti.
Hatimoğulları, konuşmasında Kürtçe, Türkçe ve Arapça konuşan katılımcıları selamladı ve halkların anadillerinde konuşmasının önemine değindi. Ayrıştırma ve bölme yapmadıklarını belirten Hatimoğulları, Türkiye’nin en önemli gündemlerinden birinin açlık ve yoksulluk olduğunu vurguladı ve yerel yönetimlerin bu kötü koşullarda etkili olduğunu söyledi.
Hatimoğulları, yerel yönetimlerin merkezi hükümeti ciddi anlamda etkilediğini ve bu yerel seçimlerde halklarla birlikte ülkeyi yönetenlerin karnesini vereceklerini belirtti. Sendikalar, emek ve meslek örgütlerinden temsilcilerin bulunduğunu söyleyen Hatimoğulları, adil bir ekonomik programın uygulanması için güçlü bir çalışma yürütmeleri gerektiğini ifade etti. DEM Parti olarak adil ve demokratik bir programın hayata geçirilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Kadınların özgürce yaşamak istediğini vurgulayan Hatimoğulları, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı yasanın ortadan kaldırılmasını kabul etmeyeceklerini dile getirdi. İzmir’in göç alan bir kent olduğunu ve insanların AKP iktidarının yarattığı baskı ve toplumsal zihniyete karşı seküler yaşamı başka yerlerde aramaya çalıştığını söyleyen Hatimoğulları, kadınların haklarını talep etmeye devam edeceklerini ifade etti.
Kayyım yönetimindeki belediyeleri geri alacaklarını belirten Hatimoğulları, kayyımın seçme ve seçilme hakkının Kürdün elinden alınması olduğunu söyledi. Kent uzlaşısından bahseden Hatimoğulları, demokratik yönetimin kentteki tüm yerel dinamiklerin, kadınların, gençlerin, çocukların ve sivil toplum kuruluşlarının yönetime katılması anlamına geldiğini belirtti.
Hatimoğulları, ekolojik ve demokratik bir anlayışla kentlerin ve ülkenin yönetilmesini istediklerini söyledi. Kürt sorununun savaş ve çatışma ile çözülemeyeceğini ifade eden Hatimoğulları, seçimlerin sadece bir durak olduğunu ve demokrasiyi kazanmak istediklerini belirtti. Batıda ve Kürdistan’da kent uzlaşısını zorladıklarını ve halkların, ezilen ve sömürülenlerin hayal ettiği demokratik cumhuriyeti kurmak için önemli bir adım attıklarını söyledi.