
Danıştay, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “hak ihlali” kararına rağmen görevlerine dönemeyen Barış Akademisyenleri hakkında “pilot” niteliğinde kritik bir karara imza attı. “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalayan Barış Akademisyenleri’nin idare mahkemelerine açtıkları davalarda mahkemeler farklı kararlar vermişti. Akademisyenlerin bir kısmının idare mahkemelerine yaptıkları başvurular kabul edilmiş ve akademisyenler görevlerine dönmüşlerdi. Ancak bazı idare mahkemeleri akademisyenlerin başvurularını reddetmişti.
İdare mahkemelerinin akademisyenler hakkında verdiği bu çelişkili kararlarla ilgili Danıştay’ın ne kararı merak konusuydu. Bu anlamda ilk karar Danıştay’ın Beşinci Dairesi’nden geldi. Daire, başvurusu reddedilen Akdeniz Üniversitesi’nden bir akademisyenin göreve iadesine ve tüm hak kayıplarının ödenmesine hükmetti. Karar 1’e karşı 4 oyla alındı.
‘KANIT YOK, HUKUKA AYKIRI’
İhraç edilen akademisyenin başvurusunu ele alan Danıştay Beşinci Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Barış Akademisyenleri hakkında verdiği ihlal kararını tüm detaylarıyla hatırlattı. Barış Akademisyenleri tarafından hazırlanan bildirinin örgüt ile irtibatlı olmak konusunda kanıt olarak kullanılamayacağına hükmeden Danıştay, örgüt irtibatı konusunda başka bir delil bulunmadığına hükmetti.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı uyarınca, Barış Akademisyenlerinin imzaladığı bildirinin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı belirtildi. Kararda, “Bildiriyi imzalama eyleminin, örgüt ile iltisak veya irtibat noktasında da hukuken geçerli bir sebep olma vasfını yitirdiği ve söz konusu bildirinin içeriğinden hareketle bildiriyi imzalayanların örgüt ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığından, davacının söz konusu bildiriyi imzalamış olmasının örgüt ile iltisak veya irtibat sebebi olarak değerlendirilmesine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır” denildi.
‘HAKLAR İADE EDİLMELİ’
Akademisyenlerin meslekten ihraçlarını hukuksuz bulan Danıştay, bildirinin örgütün övülmesi, terörizme destek gösterisi, şiddet kullanımına, silahlı direnişe ya da başkaldırıya doğrudan veya dolaylı teşvik olarak nitelendirilmesinin mümkün görünmediğini belirtti. Danıştay Tüm hakların geri iade edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının hak ediş tarihinden itibaren dönemsel olarak işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ve özlük haklarının iadesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun yukarıdaki gerekçeler ile reddedilmesi gerekirken, İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddi yolunda verilen temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir” ifadelerine yer verdi.
MA