
İstanbul’da bir mahkeme, bir erkek doktorun hemşireye karşı “ağırlaştırılmış cinsel saldırı” suçlamasıyla yargılanmasına rağmen delil yetersizliği nedeniyle beraat etmesiyle tartışmalı bir karar verdi. Hemşirenin gözyaşlarına boğulması ve kadın hakları savunucularının tepkisiyle duygusal bir reaksiyon oluştu. Bu dava, kadın sağlık profesyonellerinin tıp alanında cinsel tacizle mücadele etmelerinde karşılaştıkları sistematik zorlukları ortaya koyuyor.
Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asistan doktor olarak çalışan Dr. S.E.’nin yargılanmasına karar verildi. Hemşire H.Z., Dr. S.E.’nin kendisine karşı “nitelikli cinsel saldırı”da bulunduğunu iddia etti. Dr. S.E., daha önce H.Z. ile bir ilişkisi olduğunu ve olay günü rızaya dayalı bir ilişkiye girdiklerini iddia ederek kendini savundu.
H.Z.’nin ifadesi, Dr. S.E.’nin ifadesiyle çelişiyordu ve duygusal bir şekilde olayı anlattı, Dr. S.E.’nin istenmeyen ilerlemelerini anlattı. H.Z., Dr. S.E.’nin kendisini bir kardeş gibi gördüğüne rağmen güvenini suiistimal ettiğini iddia etti. H.Z., yaşadığı şoku ve direnme çabalarını anlattı, ancak bu kayıtsızlıkla karşılandı. Ancak mahkeme, delillerin yetersiz olduğunu düşündü ve Dr. S.E.’nin beraatine karar verdi.
Beraat kararı, adliye binası önünde toplanan ve hemşireye destek olan kadın hakları savunucularının sert tepkisine neden oldu. H.Z.’nin avukatı Feyza Altun, kararı kınayarak, bu kararın Türkiye’de bir kara leke olduğunu ve kadınların çeşitli mesleklerde cinsel şiddete karşı korunmadığını gösteren bir kanıt olduğunu söyledi.
Kadın hakları savunucusu olan Gülyeter Aktepe, sağlık sistemi içindeki sistematik taciz sorununa dikkat çekti. Mahkemenin ilgisiz ayrıntılara odaklandığı eleştirisi yaparak, suçlanan doktorun birden fazla hemşireye karşı tekrarlanan suistimal iddialarını ele alması gerektiğini vurguladı. Avukatlar, karara itiraz etmek için tüm yasal yolları kullanacaklarını ve kadın hakları mücadelesine devam edeceklerini söz verdiler.
Bu yüksek profilli davada doktorun beraat etmesi, işyerinde tacizle mücadele eden kadınların karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor. Kadın profesyonellerin çeşitli alanlarda güvenliğini ve korunmasını sağlamak için sistemik değişikliklere ve yasal reformlara olan ihtiyacı tartışmaları yeniden canlandırıyor.