ÇİN’İN ALTIN ALIM STRATEJİSİ
Çin’in ABD dolarına olan bağımlılığını azaltmaya yönelik stratejisi çerçevesinde geniş çapta altın alımları gerçekleştirdiği, ancak bu alımların büyük kısmının resmî kayıtlara geçmediği bildiriliyor. Analistler, Çin’in gizli altın alımlarının resmi rakamların on katını aşabileceğini öngörüyor. Bu durum, merkez bankalarının yoğun alımları sebebiyle altın piyasasında talebin kaynağının giderek daha zor tahmin edilir hale geldiğini gösteriyor.
GİZLİ ALIMLARIN MİKTARI
Çin Merkez Bankası’nın bu yıl resmi olarak açıkladığı altın alımlarının 25 ton seviyesinde olduğu görünüyor, fakat piyasa uzmanları bu rakamın gerçek durumu yansıtmadığını savunuyor. Société Générale analistleri, ticaret verilerine dayanarak Çin’in toplam altın alımlarının 250 tona kadar çıkabileceğini tahmin ediyor. Bu miktar, küresel merkez bankası talebinin üçte birinden fazlasına karşılık geliyor.
DOLAR BAĞIMLILIĞINI AZALTMA AMACI
Carlyle analisti Jeff Currie, Çin’in altın alımlarını ABD doları bağımlılığını azaltmak amacıyla gerçekleştirdiğini ve bu alımların takibinin oldukça zor olduğunu aktarıyor. Tüccarlar, Çin’in altın alımlarını öngörebilmek amacıyla, İsviçre veya Güney Afrika’dan üretilen ve Londra üzerinden Çin’e gönderilen ardışık seri numaralarına sahip 400 ons’luk külçelerin siparişlerini analiz ediyor.
MERKEZ BANKASI RAPORLAMALARI DÜŞÜYOR
Son yıllarda merkez bankalarının güçlü alımları nedeniyle altın fiyatları ons başına 4,300 dolar seviyesini aşmış durumda. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, ABD dışındaki küresel rezervlerde altının payı son 10 yılda yüzde 10’dan yüzde 26’ya yükseldi. Ancak bu alımların giderek daha azı IMF’ye bildirimde bulunuluyor. Dört yıl önce merkez bankası alımlarının yüzde 90’ı rapor edilirken, bu oran günümüzde yaklaşık üçte bire düşmüş durumda. Bu durum, hem fiyat tahminlerini hem de piyasadaki şeffaflığı olumsuz etkiliyor. Bazı ülkelerin siyasi nedenlerden ötürü alımlarını gizleme gerekliliği de ön plana çıkıyor. Uzmanlar, özellikle dolar karşıtı bir rezerv aracı olarak görülen altının açıkça alınmasının, Trump yönetimi ile ilişkileri zedeleyebileceği endişesinin rol oynadığını ifade ediyor.