
KAYSERİ İŞÇİ HÜKÜMETİ DÜŞÜYOR
Almanya’da Başbakan Olaf Scholz’un parlamentoda güven oylamasını kaybetmesiyle birlikte hükümet Pazartesi günü görevden ayrıldı. Ekonomik ve güvenlik sorunlarının arttığı bu dönemde Avrupa’daki liderlik açığı daha da derinleşiyor. Avrupa’yı olumsuz etkileyen olayların ardı arkası kesilmiyor. Ukrayna’daki savaşın tırmanmasıyla birlikte, ABD’de başkan seçilen Donald Trump’ın göreve başlayacak olması, Avrupalıların ticari ilişkileri ve askeri savunmaları konusundaki endişelerini artırıyor. Ayrıca, Fransa’da bu ay hükümetin düşmesi durumu da yaşandı.
Alman milletvekilleri, mevcut hükümeti 394-207 oyla feshetme kararı aldı. 116 milletvekili çekimser kalırken, Parlamenter seçimlerin yapılmasına sadece dokuz ay kala hükümetin düşmesi, Almanya için olağanüstü bir durum oldu. Önümüzdeki seçimler, modern devletin kuruluşundan bu yana yapılacak sadece dördüncü erken seçim olarak tarihe geçecek. Almanya’da uzun yıllardır devam eden koalisyonlarla bilinen bir siyasi yapının ölümcül bir hâl aldığı görülüyor. Scholz, üç partili koalisyonunun Kasım ayında dağılmasının ardından, parlamentoda yasaların geçmesini sağlayacak bir çoğunluğa sahip olamayarak, alışılmadık bir şekilde güven oylaması çağrısında bulundu. Ülkedeki siyasi belirsizlik, yeni bir kalıcı hükümetin Nisan ya da Mayıs ayına kadar kurulamayabileceği anlamına geliyor.
PARTİLERİN SANDIKTAKİ GÜCÜ ARTACAK
Anketler, yedi partinin parlamentoda gerçekçi sandalye kazanma şansı ile seçim kampanyasına katılabileceğini gösteriyor. Siyasi uçlardaki bazı partiler, özellikle sağda bulunanlar, güçlü bir gösteri hazırlığı içinde. Scholz’un başbakanlık görevinden azledilmesi bekleniyor. Anketler, muhafazakâr Hıristiyan Demokratların seçimi kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor ve kampanyaya son yıllarda Avrupa’da tartışmalara neden olan konuların damgasını vurması bekleniyor. Almanya ve Fransa, ekonomik canlanma, sosyal uyumsuzluk, göç ve ulusal savunma tartışmaları ile boğuşuyor.
RUSYA VE ÇİN ENDİŞESİ
Almanya, uluslararası arenada Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşını ve Vladimir Putin’in nükleer silah kullanma tehditlerini dikkatle izliyor. Ayrıca, Çin ile artan ticaret savaşı ve ABD’nin NATO’ya bağlılığını sorgulaması, Avrupa’yı rahatsız eden konular arasında bulunuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bir yıl içinde dördüncü başbakanını atamak zorunda kalmışken, Scholz da benzer bütçe sorunları ile karşı karşıya. Almanya’nın savaşan bir Rusya ve Trump’ın NATO’ya yönelik eleştirileri ışığında ordusunu yeniden inşa etmesine yönelik endişeler artmış durumda.
SEÇİM KAMPANYASINA HAZIRLANILYOR
Almanya’da yaklaşan seçim kampanyasında, Ukrayna’ya silah yardımı konusunda dikkatli olunacağı ifade ediliyor. Almanya’nın Ukrayna’ya en büyük Avrupalı destekçi olduğu belirtilse de, Scholz’un uzun menzilli füze ihraç etme konusunda direndiği görülüyor. Söz konusu durum, ülkede savaşın getirdiği etkilerle birlikte kamuoyunu bölmeye devam ediyor. Scholz, ana rakibi Hıristiyan Demokrat Birlik lideri Merz’i eleştirirken, Ukrayna’nın sivil altyapısına yönelik saldırılarsı halinde yardımın artırılacağı yönünde ifadelerde bulundu.
Scholz, “Dikkatli olun. Almanya’nın güvenliğiyle Rus ruleti oynamamalısınız” diyerek kamuoyunun dikkatini çekti. Ancak şahsi onay oranlarının artmasına rağmen, partisinin oy oranı hâlâ %17 civarında kalıyor. Bu durumda, merakla beklenen seçimlerde Merz’in, partisi açısından öne çıktığı ve bir sonraki şansölye olacağı düşünülüyor.