
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla Amed’den Ankara’ya doğru başlattığı yürüyüş 4’üncü gününde devam ediyor. Amed’den yola çıkan kadınların ilk durağı Riha’nın Curnê Reş (Hilvan) ilçesi oldu. Kadınlar, Abdullah Öcalan’ın 47 yıl önce ilçede çalışmalarını yaptığı sırada “Özgürlük Yolu” olarak tanımladığı yolda yürüdü. Kadınlar, yürüyüşün 3’üncü gününde ise Xelfetî (Halfeti) ilçesine ulaştı. Abdullah Öcalan’ın doğduğu Amara köyündeki evine yürüyen kadınlar, buradaki programlarını tamamladıktan sonra, Dîlok’un doğru yürüyüşlerini sürdürdü. Kadınlar, Dîlok’un Şahinbey ilçesinde binlerce kişi tarafından karşılandı.
Yürüyüş boyunca Kürdistan’ın farklı bölgelerinden siyasetçi kadınlar, cezaevlerinde tutsak edilen kadın siyasetçiler ve enternasyonal kesimlerin mesaj gönderdiği yürüyüş, yıllardır, mücadelelerini sürdüren ve dönem dönem bu mücadeledeki unutulmaz tutumlarıyla tanınan kadınları da bir araya getirdi. Halkların Demokrasi Partisi’ne (HDP) 4 Kasım 2016’da yapılan ve “siyasi darbe” olarak nitelendirilen operasyonun yıl dönümü protestosunda gözaltına alınırken “Kürtler size baş eğmez” sözleriyle tanınan Edibe Babur da yürüyüşte yerini alan kadınlar arasında. 4 Kasım 2021’de Wan’daki protestoda söylediği sözlerinin üzerinden 4 yıl geçen Edibe Babur, “Kürtler baş eğmedi ve kazandı” dedi.
MÜCADELE İLE GEÇEN BİR HAYAT
Wan’ın Şax (Çatak) ilçesinde 1973’te dünyaya geldiğini ve ailesinin 1979’da Wan’a göç ettiğini belirten Edibe Babur, “Aile olarak dindar bir aileyiz. Dindar olmanın yanında yurtsever bir aileyiz ayrıca. Babam yurtsever bir dindardı. Annemiz de bilinçli bir anneydi. Aslında kendimizi, partimizi biraz da annemiz sayesinde tanıdık. Biraz temelimiz oradan vardı. Partiyi tanıdık, arkadaşları tanıdık, sonra siyasi parti kuruldu, siyasi partiyi tanıdık. Yani diyebilirim ki, 20’li yaşlarımdan bu yana hem insani hem siyasi olarak bu mücadelenin bir yerinde var olmaya çalıştık. Hayatımız bu güne kadar bu şekilde geldi. Kürt halkı için rahatlıkla diyebiliriz ki, her dönem zulüm ile karşı karşıya kaldı. PKK’nin ortaya çıkması ile değil sadece. Dedelerimiz Şeyh Saitleri, Seyit Rızaları, beylikler dönemini anlatırdı. Kürtler her dönem zulüm altında yaşamlarını sürdürdüler. Ama ne kadar zulüm olsa da Kürtler zulmü kabul etmediler, baş eğmediler” diye konuştu.
‘KÜRTLER BAŞ EĞMEDİ VE KAZANDI’
“Kürtler size baş eğmez” sözlerini, polislerin başını eğmeye çalıştığı ve “Size boyun eğdireceğiz” sözlerine karşı söylediğini anlatan Edibe Babur, “Onlar bu sözleri söyledikleri sırada Mehmet Tunç ve Asya Yüksel aklıma geldi. Onların direnişini hatırladım. ‘Onlar başlarını eğmedi, dedelerimiz direndi, başlarını eğmedi, Şeyh Saitler, Seyit Rızalar ve bugün PKK şahsında, Kürtler baş eğmedi’ dedim. Bugün biz hiçbir şekilde başımızı onların önünde eğmeyiz diye düşündüm. Neden Kürtler baş eğmez; çünkü biz Kürtlerin yaşamı her zaman direniş içinde geçen bir yaşam. Ve biz elbet bir gün başaracağımıza inanıyoruz. Bugün ise, başardık gerçekten. Önderliğimiz sayesinde, PKK sayesinde, öncü arkadaşlarımız sayesinde başardık. Çocuklarımız da bilmeli ki, önleri açık, geleceğimiz var. Bu nedenle halkımız da, vicdan sahipleri de kendi halkının özgürlüğü için, çocuklarının özgürlüğü için mücadelesini büyütmeli, yaşamını her zaman mücadele içinde devam ettirmeli” ifadelerini kullandı.
‘ÖNDERLİĞİMİZİN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYORUZ’
Yürüyüşün kendileri için çok anlamlı olduğunu dile getiren Edibe Babur, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, hatta Halklar Önderi Abdullah Öcalan. Çünkü Önderlik sadece Kürtler için mücadele etmiyor. Dünyanın tüm halkları için mücadele ediyor. Öncülük ediyor. Yeni bir yaşamı sunuyor. Dünya halkları da bunu kendine örnek alıyor. Bu nedenle biz kadınlar Önder Öcalan’ı, Halkların Önderi olarak görüyoruz. Bizim için biraz da bu yürüyüş bu nedenle bu kadar anlamlı. Biz Önderliğimizi aramızda görmeden bu yürüyüşü sonlandırmayı düşünmüyoruz. Bugün bu yürüyüş 7 günlük olabilir; ama sonrasında yeni kampanyalarla bu yürüyüşümüzü devam edecek. Ta ki Önderimizi İmralı Cezaevi’nden çıkarana kadar. Biz biliyoruz ki Önderimiz bugün fiziki olarak tutsak olabilir; ama fikirleri ve felsefesi dünyaya yayılmış, özgür durumda. Ama biz yine de fiziki olarak da özgürlüğünü istiyoruz. Çünkü bizler Önderliğe hasret yaşıyoruz. 52 yıldır bizler için mücadele eden Önderliğimiz 27 yıldır da İmralı Adası’nda dört duvar arasında bizlerin özgürlüğü için mücadele ediyor. Biliyoruz ve inanıyoruz ki kendi şahsı için bir talebi olmadı bugüne kadar. Tüm talepleri halkların özgürlüğü için, ortak yaşamı için oldu. Bu nedenle bizim de elimizden onun özgürlüğü için ne geliyorsa yapacağız” diye belirtti.
‘ÖNDERLİK ÖZGÜR OLMADAN, TÜRKİYE ÖZGÜRLEŞEMEZ’
Kadınlara ve halklara “Önderimiz özgür olana kadar herkes ayağa kalkmalı” çağrısı yapan Edibe Babur, “Önderliğin özgürlüğü halkların özgürlüğü anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyeti, Önderliğin özgürlüğünü sağlamadığı sürece kendisi de özgür olamayacak. Çünkü bu ülkenin ekonomide, toplumsal anlamda ve daha birçok alanda neden geride kaldığını görüyoruz. Hepsi Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edilmesinden. Kürtlerin halkların teslim edilmemesinden, Kürtlerin Önderliğinin söylediklerine uymamasından. Bu nedenlerle bu kadar sıkışmış, ekonomide daralmış, ülke talan edilmiş durumda. Bu nedenle Türk halkına da çağrımız; sizler de toprağınıza, kendi haklarınıza sahip çıkın. Türkiye’de satılmadık bir şey kalmadı. Bu nedenle halklara çağrımız, toprağınıza, haklarınıza, yaşamınıza sahip çıkın” şeklinde konuştu.
MA / Ahmet Kanbal – Heval Önkol