
Aytaç Şaşmaz, son sekiz yılda oyunculuk alanında istikrarlı bir ilerleme kaydetti ve artık hayalini kurduğu zirvede bulunmaktadır. Ancak, son filmi olan ‘Hatıran Yeter’, kariyerindeki en büyük meydan okuma olarak nitelendirilmektedir. Aytaç Şaşmaz, özel bir röportajda yaşamını, aşkını, anılarını ve canlandırdığı derin rolü anlatarak dönüşüm yolculuğunun inceliklerine ışık tutmaktadır.
Aytaç Şaşmaz, genç yaşta ağır bir hastalığı atlatmasının ardından işitme duyusunu kaybeden Baha karakterini canlandırmaktadır. Şaşmaz, bu zorlu rol için günde sekiz saat işaret dili eğitimi alarak yaklaşık iki ayını harcamıştır. Bağlılığı, set dışında da ek işaret dili pratiği yaparak setin ötesine geçmiştir.
Baha karakterine kendini kaptırmak, duygusal olarak yorucu bir deneyim olmuştur. 3,5-4 ay boyunca kendini izole eden Şaşmaz, karakterin ritmini işaret dili ve konuşma kalıplarında özgün bir şekilde yakalamak için sosyal etkileşimlerden ve konuşmadan uzak durmuştur. Bu süreç, onun psikolojisini derinden etkilemiş ve kendi kimliğinden kopmasına neden olmuştur. Şaşmaz, çekimlerden sonra gerçek benliğiyle yeniden bağlantı kurmanın uzun bir süre aldığını belirtmektedir.
İzolasyon dönemini anlatan Şaşmaz, duyabildiği halde duymamayı tercih ettiğini, bir nevi görmeden bakmayı benzetmektedir. Sette iletişim, kısa yanıtlar ve kafa sallamalarla sınırlı olmuştur. Rolün psikolojik zorluklarını ve karakteri özgün bir şekilde canlandırmak için kendini nasıl etkili bir şekilde uzaklaştırdığını canlı bir şekilde hatırlamaktadır.
Zorlu rol, Şaşmaz’ın oyunculuk yeteneğini test etmekle kalmamış, aynı zamanda kişiliğinin farklı yönlerini keşfetmesine de izin vermiştir. Bu deneyim, müzik yeteneklerini daha kapsamlı bir şekilde kullanmasına olanak sağlamıştır. İşaret dilini öğrenmenin ötesinde, zorluk işaret dilini kullanırken betimlemeyi de içermekte ve bunu performansının bir parçası haline getirmektedir.
Baha karakterinin saf ve lekesiz bakış açısı, Şaşmaz’a kendi ahlakı üzerine düşünme fırsatı vermiştir. Bu deneyim, oyuncunun ham ve filtrelenmemiş tarafını ortaya çıkarmıştır. Baha’nın masumiyetiyle karşılaşmak, insan doğasının ikilemini ve hem algılanan iyiliği hem de içindeki gizli karanlığı ortaya çıkarmıştır.
Sonuç olarak, Aytaç Şaşmaz’ın ‘Hatıran Yeter’ ile yaptığı dönüştürücü yolculuk, onu sadece profesyonel olarak zorlamamış, aynı zamanda insan duygularının ve kendini keşfetmenin karmaşıklığına dair derin ve içe dönük bir keşif sağlamıştır.