
İzmir’deki Avesta Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin mühürlenmesi Amed’te protesto edildi. Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) öncülüğünde gerçekleşen protestoya kentteki sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl Örgütü önünde bir araya gelen kitle Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca, “Bê ziman jiyan nabe”, “Jin ziman jazadî” ve “Zimanê me rûmeta me ye” sloganları atıldı.
İNKAR VE ASİMİLASYON
Yürüyüş sonrası yapılan açıklamayı yapan MED-DER Yöneticisi Murat Aydın, Kürt dili ve kimliğinin Kürt halkının doğal ve ortak hakkı olduğunu belirterek, “Aynı zamanda Kürt halkının varlık sebebidir. Yüzyıllık inkâr ve asimilasyon politikalarının sonucu olarak bu yaşamsal hak, bugüne kadar tanınmamıştır. Kürt halkı, Kürtçe eğitimden mahrum bırakılmıştır. Kürt dili, her daim farklı yöntemlerle engelleme ve yasaklara maruz kalmıştır. Bugün de barış, demokrasi ve adaletin inşasına yönelik çabalara rağmen, toplum içinde Kürtçeye ve Kürtlere karşı her gün yeni saldırılar geliştirilmektedir. Bu saldırıların bir parçası olarak 31 Temmuz’da İzmir Valiliği’nin emriyle polisler, Avestî Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne baskın düzenleyip yöneticilerini gözaltına almış, 1 Ağustos’ta da derneğin kapısına mühür vurulmuştur” diye konuştu.
SALDIRI KINANDI
Derneğe dönük saldırıları kınayan Aydın, “Bu saldırı, Kürt dili ve kültürüne yönelik tutumun değişmediğini, hâlâ engelleme, sınırlandırma ve yasaklama çizgisinde devam ettiğini göstermektedir. Kürt dili dernekleri olarak, Avestî Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne yapılan bu saldırıyı hiçbir şekilde kabul etmiyor, şiddetle kınıyoruz. Kürt halkının hak ve taleplerinin karşılanması için çaba verilen böylesi hassas bir süreçte, böylesi bir saldırının önüne geçilmesi ve Kürt halkının, kurumlarının ve kuruluşlarının görüşlerine saygı gösterilmesi gerekirdi. Oysa ki 2018 yılından bu yana İzmir gibi bir metropolde dil atölyeleri ve kültürel faaliyetlerle Kürt dili ve kültürünü yaşatan yasal bir dernek, bugün haksız ve kötü niyetli bir şekilde engellenmektedir” ifadelerini kullandı.
‘DİL KÜRT HALKININ VARLIĞIDIR’
Kimsenin Kürt halkının kimliğine, varlığına ve diline yönelik bu tür saldırılarda bulunma hakkının olmadığını dile getiren Aydın, “Dil, Kürt halkının doğrudan kimliği ve varlığıdır. Bu tür saldırılar, Kürt halkının değerlerine ve kimliğine karşı büyük bir tahammülsüzlüğü göstermektedir. Biz, Avestî Derneği’ne yönelik bu saldırıyı, Kürt dili ve Kürt halkının varlığına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz. Bu nedenle, böylesi girişimlerin derhal durdurulması gerekir. İlk olarak İzmir Valiliği tarafından, ardından da İzmir Büyükşehir Belediyesi zabıtaları tarafından gerçekleştirilen bu uygulamalar geri çekilmelidir.Kürt halkı, yüz yılı aşkın bir süredir dili, kültürü ve varlığı için mücadele etmektedir. Kürtler, Kürtçe eğitim hakkını ve özgürlüğünü kazanmadan asla bu mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Biz tüm Kürt dili kurumları olarak, bir kez daha Avestî Derneği’nin yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Biliyoruz ki, Avestî Derneği’ne yapılan bu saldırı, Kürt dili ve Kürt halkına yapılmış bir saldırıdır. Bu nedenle, İzmir Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin bu uygulamalarını kınıyoruz. Demokratik kamuoyuna ve yöneticilere sesleniyoruz: Artık Kürtçe eğitim hakkının ve Kürtçenin statüsünün tanınmasının, Kürt halkının ve tüm halkların haklarının kabul edilmesinin zamanı gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Açıklama “Zimanê me rûmeta me ye” sloganı ile son buldu.
MA