
Özel savaş politikası olarak uygulamaya konulan eko-kırım politikaları hız kesmeden devam ediyor. Bu politikaların en yoğun uygulandığı kentlerin başında ise Şirnex geliyor. Gabar ve Cudî dağları ile Besta Bölgesi’nde 5 yıldan fazladır sistematik olarak doğa talanı gerçekleştiriliyor.
Tepkilere rağmen sürdürülen ağaç kesiminin durması için siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri bir çok kez eylem ve etkinlikler düzenledi. Şirnex Ekoloji Platformu bölgedeki ekoloji talanına karşı 29 Temmuz’da bir imza kampanyası başlatarak 10 binden fazla imza topladı. Tepkilerin büyümesi sonrası sözlü açıklama yapan Şırnak Valiliği “kesimin durduğunu” iddia etmişti.
Besta’da 90’lı yıllarda “güvenlik” iddiasıyla 18 köy boşaltıldı. Bölgede 2018 yılında bu yana ağaç kesimleri yapılırken, ağaçların taşınması için özel yollar yapılmış. Besta’nın girişi olarak kabul edilen Bişiye Reş alanında ağaç kesim deposu olarak kullanılan alan, Milli Karakolu’na (Berê Adga) sadece 500 metre uzaklıkta. Alanda kesilmiş ve istiflenmiş tonlarca meşe ağacı bekletiliyor. Bu alana 3 kilometre uzakta yer alan kaplıcaların yer aldığı Milkê Tavê alanında da tonlarca ağaç bulunuyor.
Besta’nın Şirnex’ın il sınırlarında kalan alanlarında başlatılan ağaç kıyımı Sêrt’in Berwarî (Pervari) ilçesinden yer alan Omyanis köyündeki Girê Gûza alanına taşındı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan’ın da aralarında bulunduğu bir heyet ağaç kesiminin sürdüğü Besta’da incelemelerde bulundu. Ekolojik tahribatın olduğu alanları yerinde inceleyen Newroz Uysal Aslan, karşılaştıkları manzaraya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘GÜVENLİK BİR KILIF’
Newroz Uysal Aslan, “Yıllardır süren ağaç kıyımının sonuçlarını görüyoruz. Güvenlik bir kılıf olarak gösteriliyor ama bu hafızanın kendisine bir saldırı. ‘Bir gün köyüme dönerim’ diyen insanlar insansızlaştırılmış bölgenin artık ağaçsızlaştırıldığı, yaşanamayacak duruma getirildiği bir sonuçla karşı karşıya. Birçok hukuksal başvuru sonuçsuz kaldı. Yetkililer birbirini sorumluluktan azade bırakan bir yaklaşımla eko kırımı sürdürmeye çalışıyor” dedi.
‘VALİLİK AÇIKLAMASINA TEPKİ’
Şırnak Valiliğinin ağaç kesimlerine ilişkin yaptığı sözlü açıklamaya tepki gösteren Newroz Uysal Aslan, “Bunun doğru olmadığını gördük. Bugün gördüğümüz fotoğraf valiliği yalanlayan nitelikte. Yeni kesilen ağaçlar burada istiflenmiş durumda. Eskiden ağaçlar Şirnex içinden taşınırdı ama şimdi tepkilerden kaynaklı özel yollar yapılmış. Jandarma ve askerlerin gözetiminde korucuların eliyle sürdürülen bir sistematik eko kırım politikası ile karşı karşıyayız. Sömürgeci politikanın yansıması olan eko kırımı yerinde gözlemledik. Bu durumun sonlandırılmasını talep ediyoruz. Sadece sonlandırılması da yetmez. Yıllardır aralıksız sürdürülen ağaç kesimin sorumluları kimler? Bu ihaleleri kimler aldı? Hangi aracılar eliyle köylülere baskı kuruldu? Köylülerin rızası olmaksızın özel güvenlik bölgelerinin adı altıyla kolaylaştırıcı bir biçimde bu ağaçların kesimi yapıldı. Bu ağaçlar buradan nerelere götürülüp, kimlere satıldı? Bunlardan kimler kar elde etti? Bunlar ortaya çıkarılmalıdır. Hukuki olarak da cezalandırılmalı, soruşturmalar açılmalı, idari olarak da soruşturmalar açılarak hesap vermelidirler” diye belirtti.
‘AĞAÇ KESİMİ ÖZEL SAVAŞIN BİR PARÇASI’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Barış ve Demokratik Toplumsal Süreci’ne dikkati çeken Newroz Uysal Aslan, “Eko kırım, ağaç kesimi, özel güvenlik bölgeleri savaşın bir parçasıdır. Bunlar sonlandırılmalı. Bunlarla gerçek anlamda yüzleşilmeli. Eko kırımın yaşamış olduğu tahribatı sonlandırılabilecek plan, projeler ve çalışmalar yürütülmeli. Bunlar yapılırken de sadece devlet erkanının, belli kesimlerin değil, bizzat halkın, köylünün ve burada yaşayan, buranın havasından, suyundan, ağacından yararlanan burada nefes alan insanların da içerisinde bulunduğu bir çözüm bulunmalıdır” diye konuştu.
‘KÜRTLER DOĞASIYLA BERABER VARDIR’
“Şirnex’ın özeti Kürdistan’da yürütülen eko kırımın bir yansıma biçimidir” diyen Newroz Uysal Aslan, “Sadece savaş ve güvenlik politikaları değil. Bunun içerisinde neo-liberal politikalar, kapitalist sistemin getirmiş olduğu kar, doğaya karşı yaklaşımın da bir yansıma biçimini görüyoruz. Kürt sorununun çözümü bağlamında kurulan ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ eko kırımı durdurmak için de çalışmalar yapması gerekiyor.Gerçek anlamda bir çözümden bahsedeceksek; defnine, taziyesine, doğasına, toprağına dokunmamaya, bir bütün Kürtleri kabul edebilecek bir noktada olması gerekir. Kürtler diliyle, hafızasıyla, kültürüyle, doğasıyla, suyuyla, akan deresiyle, kaplıcasıyla, ağacıyla vardır. Bu ekolojik kırımın da bunun bir parçası olduğu gözetilerek tam da bu sürecin bir gereği olarak Kürtlerin yaşam alanları istisnasız bir biçimde açılmalı. Ekolojik kırım sonlanmalıdır” dedi.
MA / Emrullah Acar