
Sarıyer, İstanbul’un bir ilçesi olarak Mazlum Ayrancı adlı Türk vatandaşının Maslak’ta bir kafenin önünde öldürüldüğü ölümcül bir silahlı saldırıya tanık olur. Bu olay, İsveç’te yaşayan Türk vatandaşları arasında çıkan çatışmanın yeraltı suç dünyasının uluslararası bağlantılarına ışık tutmasıyla daha da karmaşık hale gelir.
26 yaşındaki Ayrancı’nın hayatını kaybettiği silahlı çatışma sonrasında, failler olay yerinden kaçar. Ayrancı’nın ailesi ve yetkililer, trajedinin ardından başa çıkmaya çalışırken, olayın ardındaki gerçekleri araştırmaya başlarlar.
Ayrancı’nın babası Tuncay Ayrancı, olayın arkasında İsveç’te aranan suç lideri Rawa Majid’in olduğunu iddia eder. Uyuşturucu kaçakçılığı ve cinayete teşebbüsten aranan Majid, Ayrancı’nın ölümüyle ilgili soruşturmayla karşı karşıya kalır ve bu da organize suç örgütlerinin uluslararası boyutunu ortaya koyar.
Mazlum Ayrancı’nın cenazesi, üzüntüyle Konya’ya nakledilir ve burada defnedilir. Yetkililer, olayı soruşturur ve failleri bulmak ve adalet önüne çıkarmak için çalışırlar.
Bu son olay, geçen yıl Sarıyer’de yaşanan benzer bir olayı hatırlatır. Kolluk kuvvetleri hızlı bir şekilde yanıt verir ve suçluları tutuklar ve sınır dışı eder, ancak şiddetin tekrarlanması, daha köklü çözümler gerektiren zorlukların varlığını gösterir.
Sarıyer, uluslararası suç örgütlerinin etkisiyle mücadele etmek için güvenlik önlemlerini artırmak ve uluslararası kolluk kuvvetleriyle daha yakın işbirliği yapmak için çağrıda bulunur.
Bu olay, organize suçun karmaşıklıklarını ve tehlikelerini vurgular ve kamu güvenliği için işbirlikçi çabaların önemini ortaya koyar.