
Marmara Denizi’nde sismik bir boşluk olduğu konusunda uyarıda bulunan Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, bölgedeki önemli bir deprem potansiyeline dikkat çekti. Özener, bu sismik boşluğun 130 kilometrekarelik bir alana yayıldığını ve giderek enerji biriktirerek bölge için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Özener, 11 ili etkileyen depremlerin birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Marmara Bölgesi’nde geçmişte yaşanan sismik aktiviteler göz önüne alındığında acil hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
Özener, endişe verici istatistikler sunarak, son bir yılda özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından yaşanan sismik aktivitenin, son 123 yılda kaydedilen toplam önemli deprem sayısını geçtiğini ifade etti. Bu olaylarda sevdiklerini kaybeden ailelere başsağlığı dileğinde bulundu.
Prof. Dr. Özener, bölgede devam eden sismik aktiviteye dikkat çekerek günde yaklaşık 50 deprem meydana geldiğini belirtti. 6 Şubat’tan bu yana haftalık olarak yaklaşık 4.000 deprem olduğunu söyleyerek bu faaliyetin bir süre daha devam edebileceğini vurguladı. Özener, depremlerin öngörülemez doğasını göz önünde bulundurarak sürekli hazırlık çalışmaları yapılması çağrısında bulundu.
Fay hatlarının karmaşık yapısına dikkat çeken Özener, tüm fayların aynı oranda enerji biriktirmediğini vurguladı. Depremlerin tekrarlama aralıklarını anlamanın, son depremden bu yana geçen süre ve enerjinin birikme hızı gibi faktörleri değerlendirmeyi gerektirdiğini açıkladı. Bir sonraki büyük depremin kesin bir zaman çizelgesi tahmin etmenin zor olduğunu belirtirken, Marmara bölgesinde önemli bir sismik olayın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Marmara Denizi’ne ilişkin bilgiler veren Özener, bölgenin yaklaşık 250 yıl aralıklarla depremler yaşadığını belirtti ve bir sonraki büyük depremin bazı uzmanlara göre önümüzdeki 1-2 yıl içinde, bazılarına göre ise potansiyel olarak önümüzdeki 30 ila 50 yıl içinde meydana gelebileceğini söyledi. Zaman çizelgesinden bağımsız olarak Özener, olayın ne zaman gerçekleşebileceğine odaklanmak yerine hazırlık önlemlerine odaklanmanın önemini vurguladı.
Bölge potansiyel bir deprem tehdidiyle karşı karşıya olduğunda, Prof. Dr. Haluk Özener’in uyarıları yetkililere, topluluklara ve bireylere sismik dayanıklılığa ve hazırlıklı olmaya öncelik vermeleri konusunda bir çağrı niteliği taşıyor. Marmara Denizi’ndeki sismik boşluk, hayatları korumak ve yıkıcı bir depremin potansiyel etkisini azaltmak için proaktif bir yaklaşımın ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.