Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Kadın Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) katılımıyla Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün aydınlatılması için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlük önünde yapılması planlanan basın açıklaması rektörlük talimatıyla engellendi. Nizamiye kapısı önünde üniversite güvenliği ve polisler tarafından engellenmek istenen kadınlar, uzun süre içeri alınmadı. Rektör Hamdullah Şevli’nin talimatıyla engellenen kadınlar, “Kampüs içerisinde kamu kurumlarının bulunduğu alanlarda basın açıklaması yapamazsınız, kampüs içerisinden geçemezsiniz” denilerek içeriye girişleri engellendi. Duruma tepki gösteren KESK Kadın Sözcüsü Döne Gevher, rektörlük hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
Kitle ardından KESK Wan Şube binasına geçerek yaşananları protesto etmek amacıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Döne Gevher, “Kampüsler, evler, sokaklar güvenli değil. Kadınlar açısından aslında bir bütünün güvenli olmadığını zaten verilerden de görüyoruz. Türkiye açısından değil bütün dünya açısından da kadına yönelik şiddetin, otoriter rejimin, faşizmin arttığı kadın düşmanı politika koşullarında kadınlar bir şekilde bu mücadeleyi büyütmeye birlikte dayanışarak her türlü saldırıya karşı direniş alanlarını oluşturmaya çalışıyoruz. Bu alanların biri de kampüslerdir” dedi.
‘KADIN CİNAYETLERİ CEZASIZLIK POLİTİKASININ SONUCUDUR’
Erkek yargının cezasızlık politikalarında ısrar ettiğini söyleyen Döne Gevher, faillerin aklandığını, şiddetin meşrulaştırıldığını belirtti. Döne Gevher, “Kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığının ortadan kaldırılması için önleyici caydırıcı ve koruyucu mekanizmalar oluşturulmuyor. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmiyor, 6284 sayılı yasa etkin uygulanmıyor. Kadın cinayetlerinin tacizlerin ve şiddet olaylarının üzeri her seferinde çeşitli bahanelerle örtülüyor. Bu durum bir istisna değil. Devletin cezasızlık politikasının bir ürünü olarak devam ediyor. Rojin’in ölümünde olduğu gibi her kadının katledildiğinde olduğu gibi bu iktidarın cezasızlık politikasının bir sonucudur. Yargı artık adaletini değil, iktidarın ideolojik aygıtlarından biri haline geldi. Faili koruma mekanizması kurumsallaştı. Kadınların yaşam hakkı siyasal iktidarın aile ve itaat politikalarına feda edilmeye devam ediyor” diye konuştu.
MA