ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi, Uzay Hava Tahmin Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Güneş’teki aktif alan AR4274’ten dün gerçekleşen M7.4 sınıfı güneş patlamasının, Dünya’ya doğru kuvvetli bir plazma bulutu gönderdiği belirtildi. Söz konusu fırtınanın, bugün akşam saatleri ile Cuma sabahı arasında gezegenimize ulaşması bekleniyor. Uzmanlar, olayın Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşime girebileceğini ve bu durumun radyo iletişimi, GPS sistemleri ile uydularda geçici aksamalara yol açabileceğini vurguladı. Aynı zamanda yüksek voltajlı elektrik hatlarında kısa süreli dengesizlikler de oluşabileceği ifade edildi.
GÜNEŞ PATLAMASINDAN SONRAKİ ETKİLER
Koronal kütle atımı (CME) sırasında, Güneş’in dış katmanından büyük miktarda plazma ve manyetik alanın uzaya fırlatıldığı bilgisi verildi. Bu bulut Dünya’ya ulaştığında, manyetosferle etkileşimde bulunarak elektrik akımları ve atmosferik dalgalanmalar meydana getiriyor. NOAA, bu jeomanyetik fırtınayı ‘G3 kategorisinde’ sınıflandırdı. Bu kapsamda, fırtınanın doğrudan insan hayatını tehdit etmemesine karşın, uydu iletişimi, uçuş rotaları ve uzun menzilli haberleşme sistemleri üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği aktarıldı.
JEOMANYETİK FIRTINA SINIFLANDIRMASI
Güneş fırtınalarının G1’den G5’e kadar 5 ana güç seviyesinde sınıflandırıldığını belirten uzmanlar, her seviyenin Dünya’nın manyetik alanı üzerindeki etkilerine göre tanımlandığını açıkladı. G1 seviyesinde, uydularda küçük yön sapmaları ve radyo sinyallerinde kısa kesintiler yaşanabilirken, G2 seviyesinde radyo iletişiminde ve GPS doğruluğunda hissedilir bozulmalar olabiliyor. G3 seviyesinde, uyduların konum ve yön kontrolü zorlaşabilir; GPS sistemlerinde ise ciddi sapmalar gözlemlenebilir.
KÜRESEL ÇAĞRI YAPILDI
NOAA, güneş aktivitelerindeki artış dolayısıyla uzay hava olaylarının düzenli olarak takip edilmesinin önemini vurguladı. Birçok ülkeden havacılık ve enerji kurumlarının, potansiyel etkileri en aza indirmek için acil durum ekiplerini hazırladığı aktarılırken, bu fırtınanın son aylardaki en güçlü jeomanyetik olay olarak değerlendirildiği kaydedildi. Bilim insanları, kutup ışıklarının olağandan daha geniş alanlarda görülebileceğini öngörüyor; ancak Ay’ın parlaklığının bu doğa olayının görünürlüğünü azalttığına da dikkat çekiliyor.