S&P 500 endeksi, Ekim ayını yüzde 2,3’lük bir artışla tamamlayarak üst üste altıncı kez yükseliş kaydetti. Ancak bu hafta, ‘mega teknoloji’ şirketlerinin karışık finansal sonuçları sebebiyle endeks bir miktar dalgalanma yaşadı. Federal Rezerv’in çarşamba günü beklentilere uygun şekilde faizi 25 baz puan indirmesinin ardından, daha fazla indirimin yakın zamanda gerçekleşmeyeceğine dair endişeler arttı. Fed Başkanı Jerome Powell, ekim ayı para politikası toplantısının sonrasında yaptığı açıklamada, Aralık toplantısında faiz indiriminin “kesin bir sonuç olmadığını” ifade etti. Yatırımcılar ise bu durumun neredeyse garanti olduğuna inanıyordu.
ŞİRKET BİLANÇOLARINDA BEKLENTİLER ÜZERİŞirket bilançoları genel olarak beklentilerin üzerinde sonuçlandı. LSEG IBES verilerine dayanarak S&P 500 şirketlerinin üçüncü çeyrek kârları geçen yıla göre yüzde 13,8 oranında bir artış gösteriyor. Önümüzdeki hafta ise 130’dan fazla endeks şirketinin bilançosu açıklanacak. Ancak bazı yatırımcılar, rallinin S&P 500’ün 12 aylık ileriye dönük fiyat-kazanç oranını 23’ün üzerine taşımasıyla kaygılanıyor. Bu durum, LSEG Datastream verilerine göre dot-com balonundan bu yana en yüksek değerleme seviyesine işaret ediyor. Edward Jones kıdemli yatırım stratejisti Angelo Kourkafas, “Yatırımcılar teknoloji balonu dönemine benzer çarpanlar görmeye isteksiz olabileceği için değerlemelerde tavana yaklaşıyorsak, bundan sonra getirileri kâr büyümesinin taşıması gerekecek” şeklinde değerlendirdi.
KASIM AYI TARİHSEL OLARAK OLUMSUZKasım ayı, tarihsel açıdan hisse senetleri için olumlu bir dönem olarak biliniyor. Stock Trader’s Almanac’a göre 1950’den bu yana, Kasım ayı S&P 500 için ortalama yüzde 1,87 getiriyle en iyi ay olurken, Aralık ayı yüzde 1,43 ile üçüncü en iyi ay olarak kaydediliyor. 2025 yılına yönelik güçlü performans sonrası bazı yatırımcılar yıl sonu rallisinin bir kısmının öne çekildiğini düşünüyor. S&P 500, yıl başından bu yana yüzde 16, Nasdaq Composite ise yüzde 23 artış gösterdi. Ancak tarih, yıl sonuna kadar yükselişin devam edebileceğini gösteriyor. Truist Advisory Services’ın verilerine göre, 1950’den bu yana S&P 500’ün ilk 10 ayda en az yüzde 15 yükseldiği 21 yıldan 20’sinde, son iki ayda da artış gerçekleşti. Çarşamba günü itibarıyla, S&P 500 şirketlerinin yüzde 44’ü bilanço açıklamıştı ve bunların yüzde 83’ü beklentileri aşmayı başardı. Ned Davis Research’a göre, bu oran korunursa tarihteki en yüksek altıncı “beklenti üzeri” oran olarak kayıtlara geçecek.
ŞİRKETLERDE TERS TEPKİLER GÖRÜLDÜFakat bazı aksaklıklar da meydana geldi. Perşembe günü Meta Platforms ve Microsoft hisseleri, yapay zeka yatırımlarına yönelik harcama artışları sonrasında düşüş yaşadı. Alphabet (Google’ın ana şirketi) ise sermaye harcamalarını artıracağını duyurdu, ancak güçlü nakit akışı sayesinde bu konu yatırımcılar tarafından daha olumlu karşılandı. Amazon hisseleri, bulut birimindeki güçlü büyüme açıklamasıyla cuma günü sert bir yükseliş kaydetti; bu da şirketin yapay zeka yarışında geri kaldığına dair endişelerin azalmasına neden oldu. Yapay zekaya yönelik iyimserlik, üç yıl önce başlayan boğa piyasasında S&P 500’ü yüzde 90 oranında yukarı taşıdı. Ancak yatırımcılar artık aşırı coşku riskine karşı temkinli ve yapay zeka yatırımlarının gerçekten kâr getirip getirmediğine dair kanıt arıyor.
YATIRIMCILAR ARTIK BÜYÜME POTANSİYELİNİ DEğERLENDİRİYORNorth Star Investment Management’ın yatırım direktörü Eric Kuby, “Yatırımcılar artık yalnızca büyüme potansiyeline odaklanmıyor, bu büyümenin maliyetine ve olası getirisine de dikkat ediyor” dedi. Gelecek hafta bilanço açıklayacak teknoloji şirketleri arasında çip üreticileri Advanced Micro Devices (AMD) ve Qualcomm ile veri analitiği firması Palantir Technologies de mevcut. Palantir ve AMD hisseleri bu yıl iki kattan fazla değer kazanırken, Qualcomm hisseleri yüzde 18 oranında arttı. McDonald’s ve Uber de bilanço açıklayacak diğer önemli isimler arasında yer alıyor. Zayıflayan işgücü piyasası konusunda endişeli olan yatırımcılar, şirketlerin istihdam kararlarına özellikle odaklanmış durumda. Hükümetin kapanışının resmi ekonomik verilerin açıklanmasını engellemesi nedeniyle bu durum daha da önem arz ediyor. Amazon, bu hafta küresel kurumsal işgücünü yaklaşık 14.000 kişi azaltacağını ve gelecek yıl yeni kesintilerin olabileceğini bildirdi. Dakota Wealth Management portföy yöneticisi Robert Pavlik, “ABD hükümetinden veri akışı neredeyse tamamen durmuş durumda. Buna bir de şirketlerin işten çıkarmalarına dair haberler eklenince tedirgin oluyorum” şeklinde görüş belirtti. 1 Ekim’de başlayan ABD hükümetinin kapanması, artık tarihin en uzun ikinci kapanması oldu. 7 Kasım’da açıklanması planlanan istihdam verisi ertelendi, bu nedenle yatırımcılar ekonominin sağlığına dair ADP özel sektör istihdam raporu ve Michigan Üniversitesi tüketici güveni verilerine daha çok dikkat edecek. Powell’ın faiz yorumlarının ardından bu alternatif verilerin önemi daha da fazla arttı. Kourkafas, “Bir veri boşluğu dönemindeyiz, bu nedenle Fed faiz patikasını belirlemeye çalışırken alternatif kaynakların önemi artıyor” şeklinde belirtti.