İstanbul, Karadeniz’de gerçekleşen 3,7 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. 13,57 kilometre derinlikte meydana gelen depremin ardından kısa bir panik yaşanırken, bu olayın ne anlama gelebileceğine dair düşünceler akıllarda yer etti. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul’daki bu depremin tehlike arz etmediğini, Karadeniz’in aktif değil olduğunu ifade etti. Üşümezsoy, ana riskin Ege bölgesinde, Manisa’dan Denizli’ye kadar uzanan hattın bulunduğunu vurguladı.
DEPREM GEÇMİŞTEN BAĞLANTILI
Deprem Bilimci Şener Üşümezsoy, konuya dair yaptığı açıklamada, “Daha önce olan depremler var. Zonguldak açıklarında. Hatta bu gaz sahaları inceleme nedeniyle bakıldığı zaman Zonguldak açıklarında ters faylar olarak sıkışma fayları vardı” dedi. Üşümezsoy, Karadeniz kıyısındaki depremsellik hakkında, “Bölge tektonik olarak çok aktif olan bir bölge değil. O yüzden burada korktuğumuz büyük deprem oluşturmaz” ifadelerini kullandı. Ayrıca, 5,3’lük Silivri açıklarındaki depremin, 23 Nisan’da yaşanan depremin artçısı olduğuna dikkat çekti.
KÜÇÜK DEPREMLERİ RAHATLIKLA ANLATTI
Üşümezsoy’un açıklamalarına göre, “3,7 bir deprem. Yaklaşık 500 m çapında olan bir çember gibi bir alanın yırtılması.” Bu durumu da Balkan Dağları’nın hemen kuzeyinde, Karadeniz’e doğru gelen fayların oluşturduğu bir deprem olarak tanımladı. “Bütün Doğu Karadeniz’de Orta Karadeniz’de de Karadeniz içinde bu tip genel olarak sıkışma depremleri olarak ters faylar var” diyerek bölgenin depremselliğinin genel durumunu özetledi.
EGE BÖLGESİ RİSKLİ ALANLAR ARASINDA
Üşümezsoy, Türkiye genelinde ise “Manisa’dan başlayıp Denizli’ye kadar giden bölge Alaşehir, Buldan orası Ege Bölgesi’ndeki aktif tektonik olduğu bölgeler” dedi. Simav’a dikkat çekerek, burada iki ayrı fayın varlığının altını çizdi. “Biri Simav Dağı’nın yükselmesiyle 6,5’luk deprem yapacak bir pay. Ama diğeri ise Simav Dağı’nın karşıdaki dağların tavan bloğu” ifadesini kullandı. Her iki fayın, derinlerde sıcak su kaynaklarının etkisiyle oluşan depremlere neden olduğunu belirtti.
TARİHSEL BAĞLANTILARA DİKKAT ÇEKTİ
Son olarak, Üşümezsoy, “İncil’de de geçmiştir. Yohanna İncili’nde burada yeni kutsal kilise depremde yıkılmış olan bölgeler” diyerek Ege Bölgesi’nin tarihi önemi ve deprem geçmişi üzerinde durdu. İstanbul’daki depremin kaygı yaratmadığını, asıl dikkat edilmesi gereken alanın Ege Bölgesi olduğunu vurgulayarak, halkı bilgilendirdi.