E-Haberler 
Sébastien Lecornu, 9 Eylül 2025 tarihinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından göreve atanmıştı. Yeni kabinesini kurarak göreve başlamasının ardından, kısa süre içinde istifasını sundu. İstifa gerekçesi henüz resmi olarak açıklanmadı. Ancak, Lecornu’nun göreve başlaması sonrası yaşanan güven krizleri ve bütçe görüşmelerindeki zorluklar, istifanın muhtemel nedenleri arasında gösteriliyor. Lecornu’nun dün akşam açıkladığı kabinede, güvenoyu almayan bir önceki kabineden 13 isme yer vermesi, çeşitli kesimlerden tepki aldı. Fransa’da son iki yıl içinde hükümetin düşmesi ve başbakan değişiklikleri sıkça yaşandı. Lecornu’nun istifası, bu siyasi istikrarsızlığın bir örneği olarak kaydedildi. Yeni başbakanın atanıp atanmayacağı ve hükümetin geleceğiyle ilgili gelişmelerin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.
PARİS BORSA DURUMU
Paris Borsası, artan siyasi belirsizlik karşısında seansın başında düşüş yaşadı ve Fransız devlet tahvillerinin getirileri yükseldi. Açılıştan yarım saat sonra, yatırımcıların Almanya yerine Fransa’ya borç vermek için talep ettiği primi ölçen Fransız ve Alman 10 yıllık tahvil getirileri arasındaki fark 4 baz puan artarak 85 puana çıktı. Bu seviye, Ocak 2025’ten bu yana görülen en yüksek fark olarak kayıtlara geçti. Tahvil piyasasında, Fransız 10 yıllık tahvillerinin getirisi Cuma günündeki %3,50 seviyesinden %3,56’ya yükseldi. Hisse senedi piyasasında ise CAC endeksi %0,6 değer kaybederken, diğer büyük Avrupa borsaları neredeyse sabit kaldı. Seansın başında, en büyük düşüşler büyük devlet tahvili portföylerine sahip bankalarda yaşandı: BNP Paribas %2,2, Crédit Agricole %2,6 ve Société Générale %3,2 değer kaybetti.
Lecornu, 9 Eylül 2025’te Cumhurbaşkanı Macron tarafından Başbakan olarak atanmıştı. Bu atama, bir önceki Başbakan François Bayrou’nun Ulusal Meclis’ten güvenoyu alamayarak görevden ayrılmasının ardından gerçekleşti. Lecornu, 5 Ekim’de yeni kabinesini açıklamış ve 18 kişilik hükümetin içinde önceki yönetimden 13 bakanı yeniden göreve getirmişti. Kabinenin ilanı, yönetimde sürekliliği simgeleyen bir adım olarak değerlendirilmişti.
