
E-haberler’den Muaz Kalaycı’nın haberine göre, İstanbul’un dört bir yanında havalanan dronelar, mahallelerde “özel hayat” alarmı veriyor. Apartmanların önünde vızıldayan pervaneler, pencerelerin hizasında süzülen kameralar, çatılara inip kalkan cihazlar… Vatandaş “Balkonumda otururken üstümden drone geçiyor” diye şikâyet yağdırıyor; “Çocuğum bahçede oynarken kim çekiyor, nerede yayınlıyor bilmiyoruz” endişesi büyüyor.
“BALKONDA ÇAY İÇEMİYORUZ” İSYANI
İstanbul’un sahil hattında ve tarihi semtlerinde akşamüstleri drone trafiği artıyor. Komşuların anlattığına göre, cihazlar kimi zaman pencerelerin önünde asılı kalıyor, kimi zaman da apartmanlar arasından alçaktan uçuyor. Şikâyetlerde ortak cümle: “Fotoğraf mı çekiyor, canlı yayın mı yapıyor, yoksa kayıt mı tutuyor bilmiyoruz. Balkonda nefes alamıyoruz.”
KİMİN DRONESİ, KİMİN KAYDI?
Sorunlardan biri, cihazın kime ait olduğunun ve çekilen görüntülerin nerede kullanıldığının bilinmemesi. Bir vatandaş “Yukarıda bir cihaz var, kumandasını tutan kişi nerede belli değil” derken, apartman görevlileri “Sahilde uçuyor, sokak içine giriyor, sonra kayboluyor” diyor. Kimlik, amaç, izin… Hepsi gri bölgede.
BİR ÇEKİM İÇİN MAHALLE RAHATSIZ
Sahillerde, park ve meydanlarda özel çekimler çoğaldı. Düğün klibi, tanıtım filmi, blog videosu, “şehir manzarası” meraklıları… Ancak tek bir çekim bütün sokağın mahremiyetini delip geçebiliyor. “Bir videonun hatırına yüz dairenin balkonu kadraja giriyor” şikâyeti sık duyuluyor.
SİNİR BOZAN VIZILTI
Tek dert kamera değil. Özellikle sessiz saatlerde droneların yüksek frekanslı sesi, camdan içeriye kadar giriyor. Mahalleli “Çocuk uyuyor, yaşlı dinleniyor; tepemizde arı kovanı gibi” diyerek sitem ediyor. Kuşların ürkmesi, kedilerin paniğe kapılması gibi küçük ama günlük hayatı bozan ayrıntılar da var.
YA DÜŞERSE?
Uzmanlar, kalabalık yerleşimlerde kontrol kaybı riskine dikkat çekiyor. Elektrik kabloları, dar sokaklar, ani rüzgâr… Küçük bir temas cihazı düşürebiliyor. Çatıya sert iniş, cam kırılması, araç üstüne düşme gibi olaylar haber oluyor. “Bir cihazın pervanesi bile ciddi kesiklere yol açabilir” uyarısı yapılıyor.
“BEN HOBİCİYİM” DEMEK YETMİYOR
Model hava araçları ve dronelar için yükseklik sınırları, belirli bölgelerde uçuş yasağı, bazı ağırlıkların kayıt mecburiyeti gibi kurallar bulunuyor. Uzmanlar, “Hobi uçuşu yaptığını söyleyen herkes kural dışına çıkamaz; yerleşim alanlarında izinsiz alçak uçuş mahremiyete girer” diyor. Kuralın esnetildiği her uçuş, mahallenin sabrını zorluyor.
“POLİSE ARADIK, GELENE KADAR DRONE UÇTU GİTTİ”
Şikâyetlerde en çok tekrarlanan cümle bu: “Aradık ama cihaz çoktan kaybolmuştu.” Yetkililer, saat ve konum bilgisi, mümkünse video/fotoğraf kaydı ve kumandayı tutan kişiye dair tarif gibi detayların önemli olduğunu belirtiyor. Mahalleli ise “Anlık müdahale olmadan caydırıcılık zor” görüşünde.
ÇOCUK PARKLARINDA KIRMIZI ÇİZGİ
Veliler, oyun alanlarında uçan dronelara tepki gösteriyor. “Çocukların yüzü, okul kıyafetleri, servis güzergâhı… Hepsi kadrajda kalıyor olabilir” uyarısı yapılıyor. Psikologlar, “Görünmez bir göz tarafından izlenme” hissinin çocuklarda kaygıyı artırdığını, güven duygusunu zedelediğini hatırlatıyor.
“GECE PENCERE ÖNÜNDE SÜZÜLEN CİHAZ” İDDİASI
Bazı semtlerde gece uçuşlarıyla ilgili şikâyetler arttı. Pencerelere yaklaşan cihaz iddiaları, “perdeyi hiç açmıyoruz” noktasına getirdi. Uzmanlar, “Mahrem alana yönelmek en hassas çizgi. Bu tür iddialar mutlaka bildirilip kayıt altına alınmalı” diyor.
VERİ NEREDE TUTULUYOR?
Asıl büyük soru: Çekilen görüntülerin akıbeti. “Silindi mi, bir platforma mı yüklendi, kim izliyor?” Cihazlardan bazıları anlık olarak telefona, tablete veya buluta aktarım yapabiliyor. Hukukçular, “İzinsiz çekim – izinsiz paylaşım – izinsiz işleme” zincirinin ayrı ayrı sorun olduğunu vurguluyor.
ESNAF DA ŞİKÂYETÇİ
Kafe ve restoran işletmecileri, açık alanlarda “yakın plan” uçuşlardan dertli. “Müşteri rahatsız oluyor, kalkıp gidiyor. ‘Story çekiyoruz’ diye masaların üstünde dolaştırıyorlar” diyorlar. Turistik semtlerde bu manzara daha sık.
“GÖKYÜZÜNÜ PAYLAŞALIM AMA MAHREMİYETİ ÇİĞNEMEYELİM”
Genişletilmiş Uçuş Yasaklı Alanlar: Okul, hastane, park ve yoğun konut bölgelerinde düşük irtifa uçuşa net yasak ve görünür uyarı levhaları.
Saat Sınırı: Gece uçuşlarına sıkı kısıt; sabah–akşam belirli saat aralıkları dışına taşanlara caydırıcı ceza.
Kayıt–Plaka–Kimlik: Belirli ağırlığın üzerindeki dronelara görünür kimlik etiketi ve zorunlu kayıt; denetimde anında kontrol.
Şikâyet Hattı–Anlık Müdahale: Konum etiketli mobil hat ve hızlı ekip; “uçtu gitti” döngüsünü kıracak response.
Geofencing ve Yükseklik Kilidi: Yasak bölgelerde otomatik engelleme, yazılım güncellemeleriyle zorunlu hale getirilsin.
Özel Çekimlerde Yazılı İzin: Düğün/klip/reklam için konut bölgesinde uçuşa apartman/mahalle onayı zorunluluğu.
Görüntü Saklama Kuralı: İzin dışı yüz–plaka–adres görüntülerini maskeleyen, süre sonunda otomatik silen standartlar.
“DRONE PİLOTUYUM” DİYENLERE EĞİTİM ŞART
Eğitmenler, “Cihazı uçurmayı öğrenmek yetmez; mahremiyet ve güvenlik eğitimi de zorunlu olmalı” diyor. Simülasyonla rüzgâr, batarya, sinyal kaybı senaryoları; ayrıca “ne çekilir, ne çekilmez” başlıklı hukuk modülleri öneriliyor.
KAPICIDAN MUHTARA, HERKES BİLİNÇLENMELİ
Apartman ve site yönetimlerine, “drone prosedürü” önerisi yayılıyor: Şüpheli uçuşta kim aransın, nasıl kayıt tutulacak, kamera görüntüleri nasıl saklanacak? Muhtarlıklar “drone farkındalık duyurusu” yaparsa, mahalle tek dilden konuşur.
Kargo ve market teslimatı için test uçuşları konuşuluyor. Vatandaşın talebi net: “Teslimat olsa bile penceremden geçmesin.” Planlanan koridorlar, standart yükseklik ve rota şeffaflığı isteniyor. “Evin üstü otoyol değil” diyenlerin sesi güçlü.
Teknik uzmanlar, zayıf şifreli cihazların ele geçirilebileceğini, böylece izinsiz çekim veya kasıtlı kaza riskinin artabileceğini belirtiyor. Güvenli yazılım, güncel firmware, şifreli bağlantı… “Uçuş kadar siber güvenlik de kural kitabında yazmalı.”
Dronelar, hayvanlarda “takip–saldırı” refleksini tetikleyebiliyor. Kuş sürülerinin dağıldığı, martıların cihaz kovaladığı anlar sosyal medyada sıkça paylaşılıyor. Uzmanlara göre, doğal yaşam koridorlarında uçuşa kısıt şart.
“İZİN VERDİK, SONRA PİŞMAN OLDUK”
Bazı apartmanlar, çatı çekimine izin verdikten sonra komşuların balkondan görüntülendiğini fark ediyor. “Sonradan mozaikledik” demek mağduriyet duygusunu gidermiyor. Hukukçular, yazılı izinlerde kadraj–yükseklik–zaman–amaç maddelerinin tek tek belirtilmesini öneriyor.
BİR ‘REELS’ UĞRUNA MAHREMİYETİ ÇİĞNEMEYİN
Bir dakikalık video için bütün sokağı ifşa etmek… Mahalleli “paylaşım peşinde koşarken başkasının evini kadraja sokmayın” diye uyarıyor. İçerik üreticilerine çağrı: Yüzleri–plakaları otomatik bulanıklaştıran uygulamalar var, kullanın.
BELEDİYELERE AÇIK ÇAĞRI
Vatandaşın beklentisi üçlü: Dijital harita ile “no-fly” bölgelerini görünür kılın, parklara net uyarı koyun, ihlal edenlere düzenli denetim yapın. “Kuralları bilmek istiyoruz; varsın sıkı olsun ama net olsun” diyorlar.
GÖKYÜZÜ PAYLAŞILIR AMA MAHREMİYETE DİKKAT EDİN
İstanbulluların derdi teknolojinin kendisi değil, kontrolsüzlüğü. Bir cihazın sağladığı kolaylık, başka birinin penceresine çevrildiğinde özgürlük olmaktan çıkıyor. Net kural, hızlı denetim, eğitimli pilot ve saygılı kullanım… Hepsi bir araya gelirse gökyüzü de rahatlar, balkon da. Çünkü bu şehirde herkesin bildiği bir gerçek var: Özel hayat, “like” uğruna feda edilmez.