
Riha’da faaliyet yürüten Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği’nde bir araya gelen kadınlar, hem üretiyor hem de dayanışmayla güçleniyor. El sanatları, resim ve müzik atölyelerine katılan kadınlar, üretimin yanı sıra seminerlerle de hukuki hakları ve kadın sağlığı konularında bilgi ediniyor.
Yaklaşık dört yıldır dernekte çeşitli atölyelerde eğitmenlik yapan Heyecan Seydan, atölyelerine katılan kadınların zamanla değişim ve dönüşüm yaşadıklarını söyledi. Üretilen ürünlerin aynı zamanda satışının da yapıldığını söyleyen Heyecan Seydan, “Ürettiğimiz işlerden kazanç elde etmemiz güzel bir şey. Sadece atölye çalışmaları yapılmıyor. Sohbet edip dertleşiyoruz, hayattan, dünyadan ve gündemden konuşuyoruz. Konuşunca benzer şeylerin yaşandığını anlıyoruz. Bazı kadınlar, maruz kaldıkları psikolojik şiddeti idrak edemiyorlar. Örneğin buraya gelmesine izin verilmeyen kadınlar dahi vardı. Bunun psikolojik baskı olduğunun çoğu zaman farkında olunmuyor. Burada birlikte öğreniyoruz” diye belirtti.
‘BİRBİRLERİNDEN İLHAM ALIYORLAR’
Yaklaşık 30 kadının dernekteki eğitimlere katıldığını aktaran Heyecan Seydan, “Burayı gören kadınlar, genellikle çevresine, komşusuna da öneriyor ve onlar da gelmeye başlıyor. Birbirlerine baktıkça motive oluyorlar. Birbirlerinden ilham alıyorlar. Büyüyoruz, güzelleşiyoruz. Aynı zamanda dayanışma içinde oluyoruz. Arkadaşının ipliği bitmiştir ya da makasını evde unutmuştur, biri hemen ‘ben de var’ diyerek birbirlerine yardımcı oluyorlar. Bir gücümüz var ve bu gücü bazen başka bir kadının sayesinde ortaya çıkarıyoruz. Derneğimizde eğitim alan kadınlar, halk eğitim merkezi işbirliğiyle mesleklerini resmileştirebiliyor. Gerekli sınavlara girildikten sonra meslek sahibi olunabiliyor. Daha önce burada eğitim alan 6 arkadaşımız şuan halk eğitim merkezinde eğitmenlik yapıyor. Kendilerini her alanda geliştirmek isteyen kadınlar, bu tür çalışmalara katılabilirler” ifadelerini kullandı.
‘BİRİLERİNE DOKUNMAK İYİ HİSSETTİRİYOR’
Uzun yıllar hemşirelik yapan Leyla Yılmaz, emekliliğinin ardından derneğin atölyelerine dahil olan kadınlardan biri. Hafta sonları dernekte zaman geçiren Leyla Yılmaz, çeşitli atölyelere katıldığını belirterek, ekledi: “Cumartesi günlerini gerçekten iple çekiyorum demek yerinde olacak. Bana terapi gibi geliyor. Üretiyorum, kadınların hayatlarına dokunuyorum. Birilerinin hayatına dokunmak iyi hissettiriyor. Kadının gücünü hissediyorum. Ne kadar güçlü olduğunu görüyorum. Ürettikçe de büyüdüğünü hissediyorum. Bu mutluluk veriyor. Kendimi güçlü hissediyorum. Dernek ara sıra farkındalık eğitimleri de veriyor. Deneyimler paylaşılıyor ve o güne kadar maruz kaldığın şeyi şiddet olarak görmediğinin farkına varıyorsun. Bu eğitimlerde birbirimizin hayat hikayelerini dinledik. Birbirimize şifa olduk. Farkındalığımız arttı.”
‘KURUMLARA İHTİYAÇ VAR’
Kadınların, birçok şiddet türüne maruz kaldıklarını ancak bunları tanımlamakta zorlandıklarını belirten Leyla Yılmaz, “Hayatta var olmanın ne kadar önemli olduğunu, özgüven eksikliğinin bize temelde toplumsal olarak verildiğini fark ettik. Eğitimler sırasında birbirimizi de iyileştirdik. Yıllarca belki çocukluğumuzdan beri verilen ‘Kadın kadının kurdudur’ terminolojisini de ara ara ifade eden biriydim. Dernekle birlikte baktım ki kadın kadının gücü. Kadınlar birbirini yükseltmek için o kadar coşkuyla çalışıyor ki. Buraya gelen kadınların birçoğu evet belki bir şeyler öğrenmek için geliyorlar ama bir yerde de eksikleri gidermeye, güçlerini ortaya koymak için geliyorlar. Mahallede de bir araya gelerek birbirimizi güçlendiriyoruz aslında. Şiddete maruz kalan bir kadının buraya gelebileceğini derneğe başvurunca öğrendik. Yaşamevi’nin varlığını derneğe gelmekle gördüm. Yaşamevi’nin kadınlara danışmanlık yaptığını, farkındalık eğitimleri verdiğini, hayatta katmak için iş gücü sağladığını gördüm. Bunlar bana mutluluk verdi” diyerek, kadınların yararlanabileceği daha gazla kurumlara ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
‘EV ORTAMI DIŞINDA BİR YER’
Derneğin atölyelerine katılan Özlem Polat da, ablasının derneğin kuruluşunda yer almasından sonra dernekle tanıştığını ifade etti. Ablasının bahsettiği dernek faaliyetlerinin ilgisini çektiğini söyleyen Özlem Polat, “Kadınlar bir araya gelince neler yapıyorlar merak ettim. Birkaç defa ablamla gelip gittim. Çocuklarımın bakımı ve ulaşım probleminden dolayı sık olmasa da gidip gelmeye başladım. Dernekteki kadınlarla artık tanışmıştık. Güzel arkadaşlıklar oldu. Etkinlikler, kurslar oluyordu ve gidip gelmek güzel oluyordu” diye belirtti. Kadınlarla birlikte çalışmak ve sohbet etmekten keyif aldığının altını çizen Özlem Polat, özellikle müzik atölyelerine katıldığını belirtti. Dernekte geçirdiği süre boyunca verim aldığını vurgulayan Özlem Polat, şöyle devam etti: “Evden böyle bir ortama gelince kendimi daha iyi hissediyordum. Daha önce böyle bir yerde bulunmamıştım. Ev ortamı, akraba ortamı dışında bir yer bana iyi gelmişti. Farklı kişiler tanımak, farkındalık yaratıyor ve motive ediyor. Farklı düşüncelerin bana güzel şeyler kattığını düşünüyorum. Her bir kadın arkadaştan farklı şeyler öğrendim. Derneğe başladıktan sonra kadın haklarına dair bilgi edindim. Bulunduğumuz ortamlarda hiç dile getirilmeyen hakları öğrendim. Annem hep ‘Sus, ayıptır. Baban sesini duymasın. Eşin ne derse odur’ şeklinde konuşurdu. Benim için dernekten öncesi ve sonrası var. Dernekte kadının hukuki hakları hakkında verilen eğitimler bende çok güzel farkındalıklar oluşturdu. Kadınların bir arada olduğu görüntü, çok güçlü hissettiriyor. Bu tarz başka dernekler, tüm kadınların ulaşabileceği dernekler olmalı.”
MA / Sema Bingöl