
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Dış İlişkiler Komitesi Eş Başkanı İlham Ahmed, BBC Türkçe’ye verdiği röportajda, Türkiye ile aralarında doğrudan bir iletişim hattı bulunduğunu açıkladı. Bölgedeki görece sakin atmosferin önemli bir fırsat sunduğunu ifade eden Ahmed, güvenliğin kalıcı hale gelmesi ve sorunların çözümü için “daha fazla diyalog ve koordinasyona” ihtiyaç olduğunu söyledi.
“SİLAHSIZLANMA DEĞİL, ENTEGRASYON SÜRECİ İÇİNDEYİZ”
Türkiye’nin PKK’nin yanı sıra, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve onun temel bileşeni YPG’nin de silah bırakmasını talep ettiği bir süreçte, Ahmed, Suriye koşullarının farklılık arz ettiğini belirtti. “Burada söz konusu olan bir silahsızlanma değil; toplumsal ve yapısal bir entegrasyondur,” diyen Ahmed, SDG’nin Suriye ordusunun bir parçası haline gelerek ülke genelinde güvenlik ve istikrara katkı sunabileceğini ifade etti.
Suriye’nin halen kalıcı bir anayasaya sahip olmadığını ve güvenlik ortamının kırılgan olduğunu vurgulayan Ahmed, askeri yapıların dağıtılmasından çok, yeniden yapılandırılmasının gündemde olduğunu kaydetti.
“TÜRKİYE İLE AÇIK BİR İLETİŞİM KANALIMIZ VAR”
Ahmed, son dönemde Türkiye ile doğrudan görüşmeler yürütüldüğünü ve bu temasların hem Kürt sorunu hem de Suriye bağlamında gerçekleştiğini belirtti. “Bu kanal, bir diplomatik temasın ötesinde, iki tarafın güvenlik endişelerinin karşılıklı olarak konuşulduğu bir koordinasyon zemini işlevi görüyor” dedi.
Türkiye’nin bölgede son yıllarda düzenlediği askeri operasyonlara da değinen Ahmed, gelinen noktada mevcut istikrar ortamının korunmasının ve sürdürülmesinin önemine dikkat çekti. Karşılıklı güven inşa edilmeden kalıcı bir çözümün mümkün olamayacağını ifade eden Ahmed, geçmişte Türkiye’de gerçekleştirdiği temasları hatırlatarak, yeniden davet edilmesi halinde bu görüşmeleri sürdürmeye açık olduğunu da belirtti.
“ŞAM İLE MÜZAKERELER BİTMEDİ, DİYALOG DEVAM ETMELİ”
9 Temmuz’da Şam’da düzenlenen ve Suriye’nin geçiş süreci lideri Ahmet Şara, SDG komutanı Mazlum Abdi ve ABD temsilcisi Tom Barrack’ın katıldığı toplantıya da değinen Ahmed, taraflar arasında anlaşmazlıkların yaşandığını ancak müzakerelerin sona ermediğini söyledi. “Sorunlar olması normal, zira yıllardır kendi aralarında doğrudan temas kuramayan Suriyeliler için bu süreç bir öğrenme süreci de aynı zamanda,” dedi.
Ahmed’e göre taraflar arasında hâlâ önemli ortak noktalar var: “Suriye’nin toprak bütünlüğü, devletin birliği gibi konularda genel bir mutabakat bulunuyor. Ancak, idari ve askeri entegrasyon gibi detaylarda daha fazla müzakereye ihtiyaç var.”
“BAĞIMSIZLIK DEĞİL, ADEMİ MERKEZİYETÇİ BİR YÖNETİŞİM MODELİ İSTİYORUZ”
Özerk Yönetim’in nihai hedefinin bağımsız bir Kürt devleti kurmak olmadığını vurgulayan İlham Ahmed, bunun yerine, tüm halkların haklarını tanıyan ve yerel topluluklara yetki veren bir ademi merkeziyetçi sistemi savunduklarını belirtti. “Kadınların haklarının güvenceye alındığı, etnik ve dini farklılıkların anayasal teminat altına alındığı bir demokratik sistemden yanayız” diyen Ahmed, ulus-devlet modelinin günümüz gerçekliklerine yanıt veremediğini dile getirdi.
Yerel yönetişim modeli çerçevesinde, bölgesel yapıların merkezden bağımsız ama devlete entegre bir işleyiş geliştirmesini hedeflediklerini söyleyen Ahmed, “Bu, birlikte yaşamanın en sağlıklı ve sürdürülebilir yoludur” ifadesini kullandı.
“ABD’NİN ELEŞTİRİLERİNİ ÖNEMSİYORUZ, DİYALOG SÜRECEK”
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın SDG’ye yönelik eleştirilerine de değinen Ahmed, bu açıklamaları “sürece dair farklı beklentiler” olarak nitelendirdi. “ABD’nin bugüne kadarki sorumluluk üstlenme iradesini değerli buluyoruz. Ancak biz Suriyeliler olarak çok daha fazla aciliyet hissediyoruz,” dedi.
Ahmed, yanlış anlaşılmaların önüne geçmek ve süreci sağlıklı bir zeminde yürütmek için Barrack ve diğer uluslararası muhataplarla sürekli temas içinde olmaya önem verdiklerini de sözlerine ekledi.
HABER MERKEZİ