
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed, Êlih ve Colemêrg’de kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması talebiyle yaptıkları eylemi bu hafta da sürdürdü.
AMED
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, Amed’teki eylemlerini 855’inci haftasında Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde sürdürdü. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankartın taşındığı eyleme çok sayıda kişi katıldı. Bu haftaki eylemde Amed’in Farqîn (Silvan) ilçesinde 29 Haziran 1992 tarihinde katledilen Ramazan Yüce’nin failleri soruldu.
Hikayeyi İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Berfin Elçi okudu.
Ramazan Yüce’nin kaybedilme hikayesi şöyle: Amed’in Farqîn ilçesinde ikamet eden ve 7 çocuğu olan Yüce, Silvan Yatılı Bölge Okulu’nda (YİBO) hizmetli kadrosunda görev yapıyordu. 1980 darbesinden sonra gözaltına alınarak, ağır işkenceye maruz bırakıldı. Daha sonra serbest bırakılan Yüce, defalarca gözaltına alındı. 1991-1997 yılları arasında Silvan ilçesinde yoğun bir faili meçhul cinayetler dönemi yaşanıyordu. Hizbullah, o dönemde devletin sınırsız desteğini arkasına alarak, özellikle ilçe merkezde sivil halka yönelik yüzlerce faili meçhul cinayete karışır. Bu cinayetlere kurban gidenlerden biri de Ramazan Yüce olur. Yüce’nin büyük kızı da o dönem Hizbullah saldırısı sonucu ağır yaralanarak, kurtulur. Aile o dönmede sürekli baskı ve tehdit altında olur. 29 Haziran 1992 tarihinde Yüce dışardan liseyi bitirme sınavı için Amed’e gider. O sabah eşine ‘Gidiyorum, ama kötü rüyalar gördüm, bana bir şey olursa nişanlı olan kızımı evlendirin’ der. Farqîn’e gelmek üzereyken kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce Lalebey Sokak’ta arkadan silahlı saldırıya uğrar ve Yüce orada hayatını kaybeder. Cenazesi Farqîn ilçe merkezine kaldırılarak defin edilir.”
Açıklama oturma eylemi ardından sona erdi.
ÊLIH
İHD Êlih şubesi ve kayıp yakınları tarafından sürdürülen “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemi 691’inci haftasında da Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleşti. Eylemde gözaltında kaybettirilen ve faili meçhul cinayetlerle katledilen yurttaşların fotoğrafları açıldı.Bu haftaki eylemde 6 Haziran 1994’te Amed’in ’in Karaz (Kocaköy) ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın hikâyesini İHD Şube Yöneticisi Ali Karadoğan okudu.
Çalık ve Fidan’ın kaybedilme hikayesi şöyle: “Şaklat Köyü askerler tarafından yakıldığı için Çalık ailesi Amed merkezine göç etmişti. Ancak Salih Çalık işçi olduğu için köye çalışmaya gidip gelmeye devam ediyordu. Olay günü yine köye çalışmaya gitmişti. Köyde de bir askeri operasyon başlamıştı. Operasyon sırasında askerler köylüleri uzun namlulu silahlarla taradılar, tarama sırasında 2 köylü yaşamını yitirdi. Olayda Salih Çalık da ayağından yaralanmıştı. Yaralı olduğu için köyden çıkamayınca Süleyman Muntaş’ın evine sığınmıştı. Ancak askerler kaldığı evi tespit ederek, eve baskın düzenledi. Yapılan baskın sonucunda ev sahibi Süleyman Muntaş, yaralı Salih Çalık ve tedavisi için evde bulunan Sinan Fidan, askerler tarafından gözaltına alındı. Ev sahibi Süleyman Muntaş, 25 gün sonra serbest bırakıldı. Salih ve Sinan’ı ise gözaltında tutmaya devam ettiler. Serbest bırakılan Süleyman Muntaş, yalnızca 2 gün Salih ve Sinan ile birlikte gözaltında kaldığını, sonrasında ikisini onun yanından ayırdıklarını anlatıyor.
Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın akıbeti konusunda bir bilgiye ulaşamayan aileleri, Diyarbakır DGM (Devlet Güvenlik Mahkemeleri) Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdular. Salih Çalık’ın annesi, savcıya iki kişinin Süleyman Muntaş’ın evinden askerler tarafından gözaltına alındığını, Muntaş’ın da buna şahit olduğunu anlattı. Ancak Savcı dilekçeyi aileye iade ederek, ‘Bu şahısları biz almadık, gidin PKK’den sorun’ diyerek ailelerin talebini geri çevirdi. O tarihten itibaren Salih Çalık ve Sinan Fidan’dan bir daha haber alınamadı”
Açıklama oturma eylemiyle son buldu.
COLEMÊRG
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 18i’inci haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. “Failler belli, kayıplar nerede” ve “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde, 31 yıl önce gözaltında katledilen Resul Ercan’ın faillerinin yargılanması istendi. Açıklamayı İHD Hakkari Şube sekreteri Pınar Şen okudu.
RESUL ERCAN’IN HİKAYESİ
Resul Ercan hayvancılık ile uğraştığını ve Vezirli köyü civarında bulanan anayolda askeri bir araca bindirildiğini söyleyen Pınar Şen, “Israrla çiftçi olduğunu dile getirse bile işkence edilerek gözaltına alındı. Akabinde köylüler aile bireylerine Resul Ercan’ın Sinava karakolundan gelen ekiplerce gözaltına alındığını aktardı. Sinava karakoluna giden aile bireylerine Resul Ercan’ın burada olmadığı, tümene gitmeleri gerektiğini söyledi. Görgü tanıklarının tümene gelmeleri ile beraber ilgili tümen komutanlığında yapılan görüşmede Resul Ercan’ın akıbetinin bilinmediği söylendi ve tüm akrabaları olay yerinden uzaklaştırıldı. Akabinde kimliği belirsiz kişilerce Resul Ercan’ın ailesi tehdit edildi” diye konuştu.Son olarak 7 Haziran 1993’te Keremağa Köprüsü’nde köylüler tarafından Resul Ercan’ın cenazesini bulduğunu söyleyen Pınar Şen, “Aile bireyleri su kanalından Resul Ercan’ın işkence edilmiş ve ateşli silahla katledilmiş bedenini çıkardı. Aile bireyleri ilk başta baskından dolayı herhangi bir başvuru yapmasa da aradan geçen süre zarfında Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı makamına başvuruda bulundu. Tanıkları dinleyen savcılık Resul Ercan’ın gözaltına alındığını doğrulasa da akabinde cezasızlık ile dosyayı kapattı. Yurttaşların kendilerini güvende hissetmediği yerde adaletten bahsedilmez. Ercan ailesi bu topraklarda kendilerini güvende hissetmedi. Katledilen sevdikleri ile ilgili herhangi bir dava açılmadı, sorumlular hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan Resul Ercan’ın akıbeti faili meçhul bırakıldı” diye bitirdi.
MA